BAHAR ÇAĞLAR

KADINCA SAĞLIK
kadın ve sağlığa dair herşey

29 Kasım 2011 Salı

DIŞ GEBELİK



Dış gebelik döllenmiş yumurtanın rahim içi yerine  başka bir yerde gelişmesidir.Riskli ve normal olmayan bir durumdur.Gebeliklerin % 1 inde görülebilir. Şekilde görüldüğü gibi;  dış gebelik tüplerde,yumurtalıklarda, rahimin ağzında veya karın içinde herhangi bir yerde mesela bağırsaklarda oluşabilir Oluştuğu yerlere göre tıbbi isimleri değişir.Dış gebeliklerin en çok görülen tipi (%95) tüplerde olan gebeliktir .
Dış gebelik (ektopik gebelik de denir) aynı normal gebelik gibi bulgular verir.Adet gecikmesi,gebelik testi pozitifliği,mide bulantısı,halsizlik ve öbür şikayetler aynıdır.Doktorunuz gebelik testi sonucu ile ultrasonda dış gebelik tanısını koyacaktır.Hastada kasık ağrısı ve hafif vajinal kanama da  olabilir.Ultrasonda her zaman tüplerde net  şekilde dış gebelik görülmeyebilir.O zaman kanda gebelik testi (bhcg ) değerlerinin  artış eğilimine göre dış gebelik tanısı konabilir.Jinekoloğunuz bu konuda  sizi aydınlatacaktır.
Dış gebelik   tanısı ve tedavisi çok önemlidir.Çünkü tüplere yerleşen  gebelik  büyümeye başlar ve belilrli bir noktadan sonra tüpler gerilir ve yırtılır, iç kanama oluşur. Bu durum annenin hayatını tehlikeye atar.

Dış gebeliğin en önemli nedeni tüplerde oluşan tıkanıklık ve yapışıklıklardır. Geçirilmiş enfeksiyonlar, geçirilmiş ameliyatlar (yumurtalık kist operasyonları, appandisit ameliyatları ) ,doğumsal tüplerde oluşmuş olan yapısal bozukluklar bu sebeplerin başlıcalarıdır. Spiral ile gebe kalan bayanlarda da dış gebelik ihtimali artar


Eğer tüplerde  bir yırtılma ve ciddi bir kanama başlamışsa tek tedavisi cerrahi işlemdir. Açık veya kapalı operasyon seçeneklerini doktorunuz size anlatacaktır.Acil bir iç kanama yoksa dış gebelik  bazı ilaçlarla tedavi edilebilir. İğne olarak  tek doz veya 2 doz yapılan bir ilaçla ve yakın takip edilerek  dış gebelik tedavisi başarılabilir. Hangi hastaların bu tedaviye uygun olduğu ve tedavi detaylarını jinekoloğunuz ile tartışabilirsiniz.
Dış gebelik normal gebeliği taklit eden çok ciddi bir durumdur. Onun için adetiniz gecikip, gebelik testiniz pozitif olursa mutlaka geç kalmadan doktorunuza muayene olun
 

24 Kasım 2011 Perşembe

GEBELİKTE SİĞİLLER

Genital siğiller ile ilgili ayrıntılı yazımdan sonra gebelikte genital siğillere de değinmek istiyorum.

Geçirilmiş genital siğil (kondilom) öyküsü olan veya gebelikte aktif siğil tespit edilen hastalardan mutlaka smear testi alınmalıdır.Gebelik süresince smear testi yapılabilir;bundan korkmamak gereklidir.

HPV virüsü gebelikte anneden bebeğe geçmez.Virüsün geçiş şekli normal doğum sırasında bebeğin direk doğum kanalından geçmesi ile oluşur.HPV yenidoğan bebeğin solunum yoluna yerleşerek Juvenil Laringeal Papillomatozis denilen bir kanser türüne  sebep olabilir.Bu çok ciddi bir hastalıktır.Her 400 aktif HPV si olup normal doğum yapan gebenin birinin bebeğinde bu probleme rastlanabilir.Onun için doğum seçenekleri (vajinal doğum veya sezeryan ) riskleri anlatılarak , mutlaka aile ile konuşulmalıdır.

Eşin (erkeğin) HPV taşıyıcısı olmasının  veya aktif genital siğili olmasının fetusa bir zararı yoktur.Böyle durumlarda , cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması önerilir.

Hamilelerde genital siğil tedavisinde yakma ve dondurma işlemi uygulanabilir.Lokal anestezi rahatlıkla yapılabilir.Gebe olmayan bayanlarda kullanılan kremler fetus için toksiktir, hamilelerde kullanılamaz .

Hamilelerin mutlaka genital bölgelerini siğil açısından kontrol etmelerini  ve düzenli smear testini ihmal etmemelerini öneririm .

20 Kasım 2011 Pazar

GENİTAL SİĞİLLER

Genital bölgede çıkan siğiller HPV (human papilloma virüs) enfeksiyonuyla oluşurlar. Cinsel bölgeyi  etkileyen bu virüs temas (cinsel ilişki ) yoluyla bulaşmaktadır.Son yıllarda ülkemizde özellikle gençlerde siğil sıklığı artmaktadır.HPV, siğiller dışında rahim ağzında  kansere kadar gidebilen değişiklikler yapabilir.(bakınız; rahim ağzı kanseri aşısı yazısına)


HPV virüsü cinsel bölge derisinde kondilom adı verilen siğiller (kitleler ) oluşturur.Bu siğiller bütün genital bölgede ; ilişki türüne göre vajinada,vajina girişinde, makatta ,ağızda oluşabilirler.Siğiller ağrısız,deriden kabarık ,pembe-beyaz renkte kitlelerdir.Az sayıda olabildikleri gibi çok sayıda  ve  yaygın bir   alanda da bulunabilirler.HPV virüsünün birçok alt tipi vardır; bazıları siğil sebebi olurken bazı tipleri rahim ağzı kanseri ile ilişkilidir.Virüs bir kez vücuda girdiğinde kişinin bağışıklık sisteminin durumuna  ve virüsün tipine bağlı olarak ;

- kendiliğinden kaybolabilir,
- bir süre sessiz kalıp sonra siğil oluşturabilir,
- hiç aktif hastalık oluşturmadan sadece taşıyıcı olarak kalıp başka kişilere bulaşabilir,
- sinsi ilerleyip rahim ağzında değişiklik oluşturabilir.

Siğiller gözle rahatlıkla görülebilir veya elle hemen  hissedilebilir.En ufak şüphede mutlaka jinekoloğunuza başvurmanız gerekir.Doktorlar siğillere tipik görüntülerinden dolayı muayene sırasında tanı koyabilirler.Emin olunamayan durumlarda lezyonlardan biyopsi alınabilir.Muayene sırasında doktorunuz sizden mutlaka smear testi de isteyecektir.(bakınız smear testi yazısına)

Siğil tedavisinde amaç kondilomları yok etmek ,bulaşmasını ve hızla yayılmasını engellemektir. Böylece sağlıklı ve hijyenik bir cinsel organa sahip olunur.Tedaviler tıbbi ve cerrahi olarak ikiye ayrılır.Tıbbi tedavilerde bazı ilaçlar ve kremler kullanılır. Bunlar direk siğillerin üzerine sürülür.Tedavi süresi uzun olabilir ve siğil yanındaki sağlıklı deride bazı yan etkiler oluşabilir.Cerrahi tedavide yakma veya dondurma işlemi kullanılır.Özellikle büyük lezyonlar,sayıca fazla siğiller ve vajina içindeki siğiller için bu yöntem daha avantajlıdır.Yakma işlemi için elektrokoter ,dondurma işlemi için sıvı nitrojen kullanılır.Doktorunuz size uygun olan tedaviyi ve anesteziyi belirleyecektir.Her iki tedaviden sonra maalesef siğillerin tekrarlama olasılığı vardır. Bu virüsün tipine ve kişinin bağışıklık sistemine olarak değişir.

Siğil tedavisi ile virüsü vücuttan atmak mümkün değildir.Onun için en ideali bu virüsten kaçınmak için önlemler almaktır . Partnerinizde genital siğil varsa mutlaka tedavi olmasını sağlayın.Multipartneri olan kişilerin bu virüsle karşılaşma olasılığı fazladır ; riskli kişilerle cinsel  ilişkiye  girmek bu riski arttırır.Prezervatif tam koruyuculuk sağlamasa bile böyle durumlarda en iyi korunma yöntemidir.Siğili olan her bayan tedavi sonrasında mutlaka 6 ayda bir smear testi yaptırmalıdır.

12 Kasım 2011 Cumartesi

DOĞUM KONTROL HAPLARI



Doğum kontrol hapları aile planlamasında (istenmeyen gebelikten korunmada ) çok önemli bir yer tutar.Bu haplar  içlerinde östrojen ve progesteron hormonları olan ilaçlardır.Bu hormonlar kadınlık hormonları olarak bilinirler.Şu an piyasada olan doğum kontrol haplarının  neredeyse tamamı düşük doz hormon içeren ilaçlardır.Bu ilaçlar  yumurtlamayı önlerler, rahim ağzı salgısının kıvamını değiştirerek sperm geçişini azaltırlar,rahim içini inceltirler ; böylece gebelikten korurlar.Doğum kontrol haplarının gebelikten koruma oranı %97-99 arasıdır; yani düzenli ve doğru kullanıldığında gebe kalma şansınız binde birdir.

İlk kutuya başlarken adetin ilk günü (tercihen adetin ilk 5 günü içinde ) haplara başlanmalıdır.Kutunun içinde 21 tane hap bulunur.Hergün 1 tane hap alınacaktır.Açlık veya tokluk durumu farketmez.Günün aynı saatinde almak ideal ama gün içinde herhangi bir saatte alınabilir. İlacın üstünde yazılı  günlere göre tabletleri almaya dikkat ederseniz, günler karışmaz.Kutu bitince 7 gün ara vermek gerekir ve tam 7 gün sonra yeni kutuya başlanacaktır..Bu sürede de adet görürsünüz,adetin kaçıncı günü olduğu farketmez,tam 7 gün sonra kutuya başlanmalıdır.Bazı ilaçların içinde 28 tablet vardır, o hapları ara vermeden devamlı kullanmak gerekir ;.hapları almayı unutursanız,korkmayın! Her kutunun içinde ayrıntılı  yazılmış bir tablo var;oraya bakıp yardım alabilirsiniz.

Doğum kontrol haplarını bazı bayanların  kullanması önerilmez.Damariçi iltihapı (tromboflebit) öyküsü olanlar,tromboemboli (inme) öyküsü olanlar,şüpheli meme kanseri durumlarında,35 yaş üzeri ve sigara kullanan bayanlarda,aktif karaciğer hastalığı olanlarda,gebelik şüphesinde doğum kontrol hapları kesin  kullanılamaz.Migreni olanlar,yüksek tansiyon hastaları, majör depresyondaki hastalar, safra kesesi problemi olan hastalar  da doğum kontrol hapları yerine başka yöntemler kullanabilirler. Haplara başlamadan önce doktora başvurup rutin muayene olmak gerekir.Jinekoloğunuz sizi ayrıntılı  bilgilendirecektir.Tansiyon ,kilo takibi,karaciğer enzim testleri, meme muayenesi yaptırmak idealdir.

Hapların bazı yan etkileri de bulunur. En çok  şikayet edilen etki bulantı ve kusmadır.Hapları gece alarak,bulantı dindirici ilaçlar kullanarak veya biraz sabrederek bunlardan kurtulabilirsiniz.Bazen kutu bitince başka bir hapa geçmek de işe yarayabilir.Adet arası vajinal  lekelenme tarzında kanamalar olabilir.Bu da 2-3 ay süre zarfında geçecektir. İlacı kesmenizi gerektirmez.Başağrısı ve memelerde  hassasiyet oluşabilir.Eğer ağrı kesicilere rağmen geçmeyen şiddetli başağrısı,görme bozukluğu,geçmeyen meme ağrısı,bacaklarda şişme,kızarıklık ağrı olursa ,tansiyonunuz yükselirse mutlaka doktorunuza başvurun.Doğum kontrol hapları damariçi pıhtılaşmayı arttırabilirler;ama bu çok nadir görülen bir durumdur.Safra kesesi taşlarında artış yapabilir. Haplar yüzde maske şeklinde (özellikle yaz aylarında ) cilt lekeleri yapabilir.Vajinal kuruluk ve melankoli hali oluşturabilirler.

Anlatıldığında biraz karışık ve kullanmı zor gibi gözükse de;doğum kontrol hapları bütün dünyada iyi tolere edilen,çok  miktarda kullanılan  ,güvenli ilaçlardır. Bir sonraki yazımda bu haplarla ilgili kafalarda yer eden ve cevapları merak edilen sorulara yer vereceğim.

9 Kasım 2011 Çarşamba

GEBELİKTE SON ÜÇ AY


27. ve 40. haftalar arasında olan bu dönemde şikayetler ve sıkıntılar biraz artabilir.Halsizlik,yorgunluk,ağırlık hissi başta gelir.Rahimin hacmi büyüdükçe bu şikayetler artacaktır.Çarpıntı ve nefes darlığı da oluşabilir;genelde anemiye  (kansızlığa )bağlıdır onun için demir ilaçlarınızı düzenli alın.Hergün yediğiniz kırmızı et ve kuru üzüm miktarını arttırın.

Gebelerde görülen gerginlik ve uykusuzluk  ,yaklaşan doğum ve annelik  nedeniyle oluşan stresstendir. Gece yatmadan bitki çayı içmek,yatakta yastıklardan destek almak rahatlatır.Sırt ve bel ağrıları,mide yanmaları,bacak krampları  artabilir.(gebelikte 2. üç ay  yazısına bakınız.)

Sık idrara gitme ve az idrar kaçırma  oluşabilir.Bu bebeğin mesaneye basısına bağlıdır.İdrarda yanma yoksa bol su içip sık tuvalete gitmeye devam edebilirsiniz.El ve ayak parmaklarının ucunda uyuşmalar olabilir; bunlar gebelikte artan ödeme bağlıdır.Doğum sonrası azalarak kaybolur.

Varisler bu dönemin en sıkıntılı durumudur.Bacaklarda ve kasıkta oluşabilir.Uzun dönem ayakta kalmak  ve çok kilo almak
bu sıkıntıyı arttırır.Mümkün olduğunca bacaklarınızı yukarı kaldırın, çalışırken bacağınızın altına çöp kutusu koyabilir veya evde uzun oturuş pozisyonda dinlenebilirsiniz. Basur (hemoroid) da bir çeşit varistir.Makadda toplardamarların genişlemesi sonucunda kanın göllenmesi ile oluşur.Kabızlıktan korunmalı ,bol su içmeli, rahatlamak amaçlı sıcak suya oturma banyosu yapılmalıdır. Basurlar ciddi ağrı yaratabilir ;kendi imkanlarınız ile geçmiyorsa mutlaka doktorunuzdan yardım alın.Kremler ve fitiller kullanabilirsiniz.Doğum sonrası ve loğusalıkta da bu problem tekrarlayabilir.

Kasık ağrılarına artık alıştınız ama bu dönemde Braxton Hicks denilen yalancı doğum sancıları olabilir.Karın kasılmaları düzenli değilse,dinlenmekle geçiyorsa ve bebek hareketleri iyiyse korkmanıza gerek yok.Ama bebek hareketi azalır, kasılmalar 5dk veya 10 dk' da bir gelirse ,vajinal kanamanız olursa hemen acile başvurun.Bebek hareketlerini anlamak için ;yemek yedikten sonra 1-2 saat içinde bebeğiniz 10 kere oynuyorsa (elinizi karnınıza koyup sayın)  keyfi yerinde demektir.Bebekle ilgili en riskli dönem bu süredir. Nadir gelişen negatif olayları aklınıza getirmeyip ,pozitif düşünmelisiniz.

Doğum için hastaneye götüreceğiniz çantanızı hazırlayın.Acil bir durum olduğunda hastaneye nasıl ulaşacağınızı planlayın.

Annelik serüveniniz başlamak üzere,çok seveceksiniz.!!!!

3 Kasım 2011 Perşembe

GEBELİKTE 2. ÜÇ AY

Gebelik 40 haftalık bir yolculuktur.Bu süre 3 aylık periyotlarla tanımlanır .Bu dönemlerin anne adayı açısından genelde en rahat olanı 2. üç aylık dönemdir.Yani 14-27. hafta arası olan süredir.

 Genelde mide bulantıları cok azalmış,halsizlik hissi yerini keyfe bırakmıştır. Daha önce ikili test yaptırıp sonucu negatif çıkanlar için bu dönemde Down sendromu için başka teste gerek yoktu.Ama ikili test yaptırmayanlar  veya doktoru tarafından yönlendirilen gebeler üçlü ve dörtlü test yaptırabilirler (16-18 hafta arasında).Bu dönemin en önemli tetkiki Doppler ultrasondur. Halk arasında renkli ultrason ,3 boyutlu ultrason da denir.Bu ultrason 20-24 hafta arasında yapılır;ve detaylı bir şekilde fetusun kalp,beyin,damar oluşumları incelenir.Tecrübeli ellerde yapılırsa bebekteki anomalilerin %70 oranında saptanmasını sağlar. 24-26 hafta arasında şeker yükleme testi yapılır.Doktorunuz sizin daha önceki kan şekerinize,aile öykünüze göre 1saatlik veya 2 saatlik veya yüksek değerler tespit edilirse; 3 saatlik yükleme testi isteyebilir.

Doktorunuzun önerileri ile multivitamin ve demir takviyesi alabilirsiniz.
 Bu dönemin en çok beklenen olayı bebeğin cinsiyeti ve hareketlerinin hissedilmesidir.Cinsiyet 16. haftadan sonra öğrenilebilir.Bebek hareketlerinin hissedilmesi, ilk defa gebe olan bayanlarda 18-21 hafta arasında olurken ,tecrübeli gebelerde daha erken 16. haftadan sonra olur.Bu dönemde gebeleri en çok rahatsız eden şikayetlerin başında bacak krampları gelir. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber,magnezyum ve kalsiyum tabletleri almak sizi rahatlatır.Bunlara sırt ve bel ağrıları da eklenebilir;ağırlık merkezinin değişmesiyle oluşan bu ağrılara dinlenmek ,çok uzun süre ayakta kalmamak ve düz ortopedik ayakabılar iyi gelir. Medikal malzeme satılan dükkanlardan rahatlıkla temin edilebilen gebelik korseleri ve kuşakları da takılabilir.

Mide yanmaları bazen bu haftalarda başlayabilir.Buna reflü (mide içeriğinin yemek borusuna geri gitmesi) denir.Rahimin büyüyüp mideye baskı yapması ve gebelik hormonlarının yemek borusu-mide arasındaki kapağı gevşetmesi reflü sebepleridir.Az az ,sık sık yemek yemek,acılı, yağlı, asitli gıdalardan uzak durmak,bunlar işe yaramazsa; ilaç takviyesi almak (doktora danışarak) uygun olur.

Cilt değişiklikleri de bu dönemde görülebilir.Özellikle yüzde,karında,göğüs uçlarında,göbekte renk koyuluğu olabilir. Genellikle geri dönüşümlüdür,doğum sonrası zamanla geçer.

2. üç ayın  sonunda bebeğinizin kilosu 900 gr civarındadır ve boyu da  ortalama 30 cm' dir; büyümeye devam edecek....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...