BAHAR ÇAĞLAR

KADINCA SAĞLIK
kadın ve sağlığa dair herşey

30 Ekim 2011 Pazar

GEBELİKTE İLK ÜÇ AY


Gebeliğin ilk ayları hamileliğe alışma dönemidir.Bazı bayanlar  için zor geçer.İlk doktor kontrolünde bebeğin kesesi görülür.4-5 haftalık normal gebeliğe ultrasonda bir gebelik kesesi ile tanı konulur.Doktorunuz son adet tarihinize göre gebelik haftanızı hesaplayacaktır.Artık bu haftalarla gebeliğinizi takip edeceksiniz;onun için ay yerine HAFTA kavramına alışsanız iyi olur.Öncelikle daha önceden yaptırmadıysanız sizden bazı kan ve idrar testleri istenir.(gebeliğe hazırlık yazısına bakabilirsiniz) Bebeğinizin kalp atışlarını 6.-7. haftalarda ultrasonda görüp veya sesini  duyabilirsiniz.Sonraki doktor kontrolunüz 9.-10. haftalarda olacaktır ,çünkü artık bebekle ilgili testlerin zamanı gelmiştir.İkili test bebeğinizde Down Sendromu olup olmadığını belirlemeye çalışan bir tarama testidir Bu test en ideal 12 . haftada yapılır.Ultrasonda bebeğin 'ense kalınlığına' bakılır,sizden aynı gün bir kan testi alınır ve bir risk hesabı gösteren test sonucu 1 hafta içinde raporlanır.Bu sonucu doktorunuz sizinle beraber değerlendirecektir. 

Bu 3 aylık dönemde anne adaylarını bazı sıkıntılar bekler.En önemlisi mide bulantısı ve kusmadır. Hamilelerin %70 inde bulantı görülür.Ama  gebelerin çoğu basit önlemlerle bu sorunu atlatabilir.Gebelikte salgılanan hormonlar,annenin psikolojisi,tiroid hormon bozuklukları bulantı ve kusmanın sebeplerindendir. Bulantı genelde 6. haftadan sonra başlar ve 12. haftadan sonra azalırDaha önceden mide problemi olanlarda ve ikiz gebeliklerde daha şiddetli olabilir..Sık sık kuru gıdalar almak,suyu yudum yudum içmek,sabah yataktan kalkmadan galeta,kraker atıştırmak,uzun süre aç kalmamak ,yemek kokulu yerlerden uzak durmak bu sıkıntıyı rahatlatır.Ama bu tedbirlerle rahatlanamıyorsa veya kusma cok artarsa ilaçlar ve serum desteği gerekir.Karında şişkinlik,kabızlık ve gaz da bu tabloya eşlik edebilir; lifli gıdalar ve bitki çaylarından yardım alınabilir. İlk 12 haftada ideal olan 1 kilo almaktır.Çiğ etten,katkılı gıdalardan,sigaradan uzak durmak gerekir.Folik asit desteği unutulmamalıdır.(bakınız gebelikte beslenme yazısı)

Bazı genel durum bozuklukları da olabilir.Devamlı bir uyku hali ,ağlama hissi,halsizlik,sık idrara gitme ihtiyacı,kasık ağrısı,meme hassasiyeti,başağrısı gibi.Bu sıkıntıların çoğu hormonal değişikliklere bağlıdır.Rahim büyüdükçe hafif adet sancısı gibi ağrılar oluşabilir. Dinlenmekle geçmiyorsa veya vajinal bir kanama oluşursa mutlaka acil doktora görünülmelidir.Başağrısı bu aylarda normal olabilir ama şiddeti artarsa ve ilerki aylarda devam ederse  yüksek tansiyon belirtisi de olabilir,dikkat edilmelidir.Vajinal akıntınızda hafif bir artış olabilir; yanma,renk değişimi veya koku yoksa problem oluşturmaz.

Bu haftalar bebeğin bütün organlarının geliştiği dönemdir,kullanacağınız ilaçları doktorunuza danışın.Gebelik bir hastalık durumu değildir onun için normal yaşantınıza,cinsel ilişkinize devam edebilirsiniz.

12. haftanın sonunda bebeğiniz 6-7 cm boyunda ve 12-14 gr ağırlığındadır ;hızla büyümeye devam edecek...

25 Ekim 2011 Salı

ERKEN MENOPOZ

Kadınlarda 40 yaş öncesi başlayan menopoza ( adet görmeme) erken menopoz denir. Türkiye'de menopoz yaşı ortalama 48-50 yaştır.Erken menopoz %1-2 oranında gözükür.Sağlıklı bir kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında ortalama 1milyon yumurta hücresine sahiptir.Yaşla bu hücreler azalır.Bayanlarda her ay gelişen olgun yumurta döllenir veya adetle atılır.Yumurta hücrelerinin hızlı veya erken tükenmesi erken menopoza yol açar.

Sebeplerini  bağışıklık sistem bozuklukları (vücudun kendi hücrelerine reaksiyon göstermesi),ameliyatlar (yumurtalıkların çeşitli nedenlerden dolayı alınması),kanser tedavisi (radyoterapi ,kemoterapi),genetik nedenler (kromozomal hastalıklar) oluşturur.En önemlisi aile öyküsüdür.Erken menopoza girmiş bir anne veya kız kardeş ciddi bir risk faktörüdür.Sigara ve stres tek başına sebep olmasa da tetikleyici unsurlardır.

Tanısı hormon testleri ve ultrason muayenesi ile konulur. 3-6 ay adet görmeyen bir bayanın mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmesi lazımdır.Her adet düzensizliği erken menopoz değildir.Stress,kilo değişiklikleri gibi bir çok faktör adet düzenine etki eder.

Erken menopoz ile kadında çok önemli bir yeri olan östrojen hormonu büyük oranda üretilemez ;bu da kalp damar hastalıkları,kemik erimesi,ciltte yaşlanmaya yol açar.Ateş basmaları,vajinal kuruluk,cinsel ilişkide ağrı,ruhsal gerginlik eklenebilir.Yaşam kalitesi düşer.En önemlisi yumurta hücresi kalmadığı için kendiliğinden gebe kalma şansı cok zorlaşır.Tüp bebek tedavileri ile de şans düşüktür.

Tedavisi; kadınlık hormonlarını üretemeyen bayana hormon ilaçları vermektir.Düzenli kullanıldığında  hormon tedavisi ile menopozun kötü etkilerine karşı korunma sağlanır.Yumurtalıkların yeniden çalışması (geri dönüş) genç hastalarda kendiliğinden olabilir.Ama bu hastaların çoğu her yıl düzenli jinekolojik ve meme kontrollerini yaptırıp,50 yaşına kadar hormon ilaçları kullanabilirler.Gebelik için en iyi çözüm yumurta donasyonudur.

Sonuç olarak her bayan annesinin menopoza girdiği yaşı öğrenip,uzun süreli adet düzeni sarkmalarında mutlaka doktora görünmelidir.

18 Ekim 2011 Salı

MYOMLAR

Myomlar rahimden kaynaklanan iyi huylu kitlelerdir.Bunlara fibroid veya leiomyoma da denir.Myomlar genel populasyonun %20 ' sinde, en çok 35-45 yaş arası kadınlarda bulunurlar.

Myomların kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir.Artmış östrojen hormonuna (kadınlık hormonu) bağlı olduğu düşünülmektedir. Gebelikte östrojen arttıkça myom boyutları artarken, menapozda myomlar küçülür. .Ailesel kalıtımın da myom oluşumunda katkısı vardır; ailedeki kadınlarda 1. derece akrabalarda anneanne,anne,teyze,kız kardeşte gözükebilir.

Myomlar çoğunlukla rahime sınırlı kitlelerdir. Boyutları ve sayıları değişkendir.Bulundukları yerlere göre belirtiler verirler.Subseröz myomlar rahmin dış tabakasından köken alıp, karın içine doğru büyürler.Bazıları ciddi boyutlara ulaşabilir.İntramural myomlar rahmin orta tabakasından oluşurlar.En sık görülen myom türüdürler.Submuköz myomlar ise rahimin iç tabakasında bulunurlar ve yoğun kanamalara yol açabilirler.Myomlar bazen büyürken tabandan incelerek sap oluşturabilirler.(resme bakınız)

Myomlar değişik şikayetler yaratabilirler.Fazla miktarda adet kanaması,adet arası lekelenme, karın ve kasık ağrısı,karında şişlik, fazla adet kanamasına bağlı kansızlık en dikkat çeken şikayetlerdir. Rahimde bulundukları yere bağlı olarak kısırlık ve tekrarlayan düşüklere sebep olabilirler. Myomların bası yapmasından kaynaklanan sık idrar veya kabızlık da görülebilir.Kansere dönüşme olasılıkları tüm myomlar için %0,5 dir. Tanı genelde muayene sırasında ultrasonografi ile konulur.Myomlar küçükse ve şikayet yaratmıyorsa 6 aylık sürelerle takip edilebilirler.Takip sırasında  myom boyutlarında hızlı artış veya hastada yeni şikayetler oluşursa tedavi planlanır.

Myomların tedavisinde günümüzde en çok uygulanan; cerrahi tedavidir.Myomektomi ;myomun rahim duvarından sıyrılarak çıkartılması işlemidir.Laparaskopi  tekniği (kapalı)  veya açık cerrahi ile yapılabilir.Histerektomi ise rahimin  hepsinin  cerahi olarak alınmasıdır. Büyük oranda myomektomi operasyonu yapılırken, doktorunuz yaşınıza,çocuk isteğinize, myomun yeri ve büyüklüğüne göre cerrahinin şeklini belirleyecektir.Myomlar cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra tekrar oluşabilirler.

Myom tedavileri arasında hormon baskılayıcı ilaçlar da bulunur. Bu ilaçlar kısa süreli kullanım içindir.Çok büyük myomlarda ameliyat öncesi bu ilaçlar kullanılıp,operasyonun daha kolay olması  sağlanabilir.Dünyada myom tedavileri için kullanılan krioterapi (myom çekirdeğinin  dondurulması), laser kullanılması ve MR eşliğinde ultrason dalgaları ile myom boyutunun küçültülmesi  gibi değişik teknikler de  kullanılmaktadır.

16 Ekim 2011 Pazar

GEBELİĞE HAZIRLIK

Planlı bir hamilelik öncesi yapılması önerilen bazı hazırlıklar vardır.Öncelikle her yıl bayanların yaptırması gereken jinekolojik muayeneden geçmeniz gerekir. Smear testi alınır.(detaylı bilgi için daha önceki yazılarımı okuyabilirsiniz.)

 Doktorunuz tarafından detaylı bir medikal sorgulama yapılacaktır.Daha önce geçirdiğiniz hastalıklar,varsa önceki gebelikteki problemleriniz,akraba evliliği olup olmadığı,ailenizdeki sağlık problemleri gibi.Tansiyonunuz ve kilonuz ölçülür.Eğer kilo probleminiz varsa bu dönemde bir diyet ve egzersiz programına girmek ideal olur.

Gebelik öncesi tahliller yapılır. Bunlar arasında;kan sayımı,kan grubu testi,idrar tahlili,guatr testleri,Hepatit B (sarılık) testi,Toxoplasma testi ,Rubella (kızamıkçık) testleri bulunur.Toxoplasma daha çok kedi pisliği ile bulaşan bir enfeksiyondur.Gebelikte geçirildiğinde bebekte ciddi problemlere sebep olabilir.Onun için testleri yaptırıp,kedi kumundan ve çiğ et içeren gıdalardan uzak durmak gerekir.Rubella (kızamıkçık) döküntülü bir çocukluk hastalığıdır.Genellikle küçüklükte geçirilir.Eğer gebelikte aktif hastalık oluşursa bebekte sorunlar yaratabilir, onun için eğer yaptırdığınız testlerde kızamıkçık geçirmediğiniz belli olmuşsa gebelik öncesi aşı yaptırmak gerekir. Aşı sonrası 2 ay gebe kalmamaya dikkat edilmelidir.Geçmeyen bir vajinal akıntınız varsa vajinal kültür almak ve gerekirse antibiyotik kullanmanız söz konusu olabilir.

Hamile kalmadan önce bir diş hekimini ziyaret edip,muayenelerinizi olup,gerekli görülürse tedavilerinizi olmanız uygun olur.

 Gebelik öncesi ve gebeliğin ilk aylarında hergün 400 mcg folik asit almak gerekir. Folik asit fetusun olası merkezi sinir sistemi anomalilerinin oranını azaltır. Onun için yeşil yapraklı sebzelerde,kahvaltılık gevreklerde bol oranda bulunan folik asiti ihmal etmeyin!!. Kahve ve aşırı çay tüketimini azaltmak gerekiyor.Bu sizi cok zorlarsa kafeinsiz,az miktarda kahve içilebilir..Sigarayı bırakmak için ideal bir dönem.Hem gebelik hem emzirme döneminde sigara yok!.Hem siz hem eşiniz mümkün olduğunca stresten uzak durmaya çalışın.Bu yumurtalıklar ve spermler üzerinde pozitif etki yaratacaktır.Adet tarihlerinizi not edin;bu gebelik haftalarını hesaplamada cok önemlidir.

Bundan sonrası, adetin ilk gününden itibaren 10 gün sayıp ,adetin 20. gününe  kadar ilişki sıklığını arttırmak olacaktır.Bu dönem yumurtalıklarınızın en aktif olduğu dönemdir. Böylece hamile kalma şansınız yükselecektir.6 ay-1 yıl süre içinde hamilelik oluşmazsa doktora tekrar başvurun!

14 Ekim 2011 Cuma

RAHİM AĞZI KANSERİ AŞISI

Rahim ağzı kanser aşısı olarak bilinen aşı aslında HPV 'e( Human Papilloma Virüs ) karşı geliştirilen bir aşıdır.Rahim ağzı kanserlerinin çoğundan (%80) bu virüs sorumludur.HPV hem kadınları hem erkekleri etkileyen bir virüstür.HPV bulaşması herhangi bir cinsel temasla olabilir.Birçok kişi HPV virüsüne sahip olduğunu ve başkalarına bulaştırdığını bilmez,çünkü kişinin hiçbir sıkıntı veya şikayeti olmayabilir. Yani bilmeden başkalarından HPV virüsü alıp bulastırabilirsiniz.Bazen virüs kendiliğinden vücuttan temizlenir;bazen de genital siğillere,öncü kanser lezyonlarına,rahim ağzı kanserine,vajina,vulva kanserine yol açabilirler. Vajinadan alınan bir salgı testi ile HPV virüsünün olup olmadığı,varsa hangi tipinin olduğu öğrenilebilir.

HPV nin yüzlerce tipi vardır.Piyasada bulunan 2 tip aşı da HPV nin bazı tiplerine karşı aşılama yoluyla bağışıklık sağlar ve bu virüsün yol açtığı problemlere karşı korunmaya yardımcı olur.Ama aşıların %100 koruyuculukları yoktur.Gardasil adındaki aşı HPV nin en sık genital siğil yapan 6 ve 11 nolu tipine ve en sık rahim ağzı kanseri ile ilişkilendirilen 16,18 tiplerine karşı koruyuculuk sağlar.Cervarix adlı aşı ise HPV nin 16,18 nolu tiplerine karşı geliştirilmiştir. Aşılar 6 ay içinde 3 kez olmak üzere koldan yapılır.. Kimlere yapalım konusu ülkeden ülkeye değişiyor. Amaç cinsel hayata başlamadan önce özellikle genç kızları aşılamak.Amerika'nın bazı eyaletlerinde 9-26 yaş arası önerilen aşı, rutin aşılama programına alındı. Türkiye için cinsel hayata başlamadan önce,daha önceden HPV virüsü ile temas etmemiş olan genç kızlara, yaş sınırı getirmeden yapılabilir. Genital siğili olanlar veya daha önce HPV virüsü olanlar da isterlerse aşı olabilirler, çünkü genelde HPV nin bir türü ile enfekte olunmuş oluyor;aşı ile diğer tiplere karşı da korunma sağlanabilir. Gebelerin aşı olması önerilmiyor .

Aşının bilinen çok ciddi bir yan etkisi rapor edilmemiştir.En çok bildirilen ;aşı olunan yerde oluşan kızarıklık ve şişliktir. Bazı hastalarda aşıyla beraber bulantı,halsizlik,bayılma görülmüştür.Detaylı bilgi için http://www.gardasil.com/#important-information

Aşının şu an için emin olunan koruyuculuğu 5 yıldır.İlerleyen yıllarda olacak çalışmaların sonuçlarına göre bu süre değişebilir.Aşı yaptırmış olmak smear testini bırakmak anlamına gelmez. Mutlaka düzenli olarak jinekolojik muayene ve smear testi yaptırmak gereklidir.

12 Ekim 2011 Çarşamba

GEBELİKTE BESLENME

Hamilelik süreci bir kadının hayatındaki  önemli zaman dilimlerindendir.Bu süreyi kolay ve güzel geçirmek her kadının isteği.
Bunun için kesinlikle beslenmeye dikkat edilmelidir.Gebeler sağlıklı ve dengeli beslenmelidirler.Plasenta (bebeğin eşi) aracılığıyla anneden gelen besinler micro moleküller halinde fetusun kan dolaşımına iletilir.Plasenta her durumda fetusa besin sağlar.Gebeler kaliteli beslenme ile hem kendi hem bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilirler.

Gebelikte normal aktiviteye sahip bir bayanın günde fazladan 300 kcal alması gerekir.Bu da ortalama günlük 2200 kcal 'e denk gelir.İdeal kilo alımı ilk 3 ayda 1 kg  ve sonraki aylarda  ayda  1-1,5 kg olmalıdır. İnanın bu oranı tutturmak çok zor değil!!!
Öncelikle protein ve kalsiyum içeriği yüksek süt ,yoğurt,peynir bol tüketilmelidir.Yumurta ve et hergün yenebilir.Günde 1 porsiyon köfte kadar et (kırmızı et,tavuk.balık) mutlaka olmalıdır .Etin özellikle iyi pişmiş olmasına dikkat etmek gerekir.Kuru baklagiller (nohut,kuru fasulye,mercimek) tüketimini arttırmaya çalışmak lazım.Sebzeler özellikle yeşil yapraklı olanlar,
folik asit  açısından zenginlerdir (bebeğin sinir sistem gelişimi için önemli). Yaklaşan kış mevsiminde semizotu (omega3 açısından zengin) ve ıspanak sık sık  yenebilir..Bol miktarda  salatalar  öğünleri tamamlar.Mayonezli soslar,salam,sucuk gibi içinde katkı malzemeleri olan besinlerden mümkün olduğunca uzak durmak gerekir.

Ekmek sanıldığının aksine önemli bir enerji kaynağıdır; rahatlıkla yenebilir.Özellikle çavdar,buğday ekmekleri içerdikleri B vitamini ve lif için her öğün 1-2 dilim tüketilebilir.

Meyveler genellikle miktar olarak en çok abartılan besinlerdir.Oysa günde 3 porsiyon meyve vitamin  ve lif açısından yeterlidir.
Yüksek kalorili üzüm,incir gibi meyvelerin miktarlarına dikkat etmek gerekir. Önümüzdeki günlerde C vitamini açısından zengin ve kalorisi yüksek olmayan en iyi meyveler kivi ve mandalinadır.Meyve ara öğün olarak yanında az miktarda ceviz,fındık veya badem ile ideal besindir. Meyveli çaylar veya bitki çayları (ıhlamur,rezene.papatya)  da sindirime destek olur.

Sıvı alımı özellikle su büyük bir  ihtiyaçtır.Günde 8-10 bardak su mutlaka içilmeli.Hamileler ayrıca kalsiyum desteği açısından ayran ve düşük tansiyona karşı günde bir  şişe soda da içebilirler.

Tatlı nerede diye sorduğunuzu duyar gibiyim! Aslında pasta.,unlu hamurlu, yağlı,şerbetli gıdalar listemizde yok ama tabi ki gebelik de tatlısız olmaz genelde!! Sütlü tatlıları tercih etmenizi öneririm.

Sonuç olarak; hamilelikte 'iki canlıyız diye' iki kat yememek,içeriğine ve miktarlarına dikkat ederek besinleri tüketmek önemlidir.

11 Ekim 2011 Salı

ANNE SÜTÜ- EMZİRME (1-7 Ekim emzirme haftası)

Pediatrik Amerikan Akademi doğumdan sonra ilk 4-6 ay sadece anne sütü ,ek besinlerle beraber 1-2 yaşa kadar anne sütü öneriyor.Artık herkes tarafından biliniyor ki;  emzirme ve anne sütü mutlaka teşvik edilmeli.Özellikle doğumdan sonraki ilk 1-2 saat içinde emzirmek çok önemli.Yenidoğan bebekler her 2-3 saatte bir emzirilmeli.Emzirme zamanını kısıtlamak anlamsız.Sık emzirmek hem süt oluşumunu arttırıyor,memede fazla süt birikmesini engelliyor hem de yenidoğan sarılığını azaltıyor.
Emzirme başlangıçta biraz rahatsızlık hissi verebilir. Meme ucu çatlak kremleri,karbonatlı su ile temizleme ve meme ucunun anne sütü ile masaj yapılması rahatlık sağlar.Ama en önemlisi doğru pozisyondur.Bebek meme ucunun etrafındaki mor alanı (areola) bütünüyle ağzına almalıdır.Zamanla hem anne tecrübe kazandıkça hem de bebek büyüdükçe emzirme seansları daha  keyifli geçecektir.
Anne sütü bebek için mükemmel bir besindir.Yeterli ve dengeli miktarlarda protein,mineral,yağ,su içerir.Ayrıca enfeksiyonlara karşı koruma sağlar.Anne sütündeki Ig A annenin geçirdiği enfeksiyonlara karşı gelişen bağışıklığı pasif olarak bebeğe iletir.Anne sütü ile beslenmek bebeğin bağırsaklarının düzenli çalışmasını sağlar. Yapılan araştırmalara  göre anne sütü ile beslenen bebeklerin alerjik egzema olma olasılığı da azalıyor.
Emzirmek anne ve bebek arasında güçlü bir duygusal bağ oluşturuyor.Emzirmek annenin doğum sonrası rahminin toplanmasını kolaylaştirıyor. Kilo vermeyi hızlandırıyor.Her ne kadar yumurtalıkların aktif hale gelmesi emzirirken gecikse de  doğum kontrolüne dikkat etmek gerekir. Bu konuda doktorunuzdan yardım alabilirsiniz.
Bir kaç not da kendi deneyimlerinden aktarmak istiyorum.Anne sütünü arttırdığı iddia edilen bir cok besin var.Ben en çok boza ve tahin helvasından fayda gördüm.Son yıllarda sunulan  piyasadaki bitki çayları da yararlı.Hergün sıcak  banyo yapmak ,stress ve üzüntüden uzak durmak da sütünüzü artırır.

9 Ekim 2011 Pazar

KADINLARDA ÇOOK ÖNEMLİ BİR TARAMA; SMEAR TESTİ

PAP SMEAR TESTİ NEDİR?
Smear testi rahim ağzının hücresel değişikliklerini gösteren bir tarama testidir. Smear testi rahim ağzının kötü huylu veya kötü huylu hastalığa dönüşme potansiyeli olan değişikliklerini saptar. Gayet basit bir test olup bir erken tanı ve tedavi yöntemidir. Bu test bazen hafif bir enfeksiyon belirtisinin yakalanabilmesine de olanak sağlar.

1940’lı yıllarda ilk defa doktor George Papanicolau tarafından tanımlandığı için teste PAP Smear denilmiştir. Testin duyarlılığı yüzde 100 değildir. Tarama testi iyi alındığında yüzde 70-80 oranında doğruluğa sahiptir.

Genelikle rahim ağzı normal hücrelerinin kanser hücrelerine geçişi ani değildir. Belirti vermeyen ve pre-malign denilen (kanser öncesi) hastalıklar yılda bir PAP smear testi yaptıranlarda bu dönemde farkedilir. Kanser öncesi hastalıkların tedavisi kolay ve başarılıdır. Hasta kanser teşhisi almadan fark edilmiş ve büyük tedavi işlemleri gerektirmeden tedavi edilmiş olur.,böylece gelecek olan bir kanserden kurtulmuş olur yani PAP SMEAR TESTİ HAYAT KURTARIR..

KİMLERE YAPILMALI?
Rahim ağzı (serviks) kanseri bayanlardaki kanserlerin baş sıralarında yer aldığı için smear testi rahim ağzı olan herkese yapılmalıdır. Taramaya ilk cinsel ilişkiden 1 yıl sonra başlanır.Tarama sıklığı genelde yıllık olarak belirlenmiştir ama test sonuçlarına göre aralıklar değişebilir. Şüpheli sonuç alınan durumlarda,eğer ileri tetkik yapma gerekliliği yoksa daha sık aralıklarla yapılabilir. PAP smear testinin normal rapor edilmesi hastanın jinekolojik olarak normal olduğunu kanıtlamaz. Rahimin üst kısmı ve yumurtalık kanserlerini taramaz. Ayrıca jinekolojik muayenenin yapılması, rahimin üst kısmı ve yumurtalıklara ait değerlendirme için de ultrasonografik incelemeden geçmesi, yıllık kontrol açısından önem taşır.

SMEAR TESTİ KANSER
TARAMASINI NASIL YAPAR?


Vajina ile birlikte rahim ağzı mukoza adı verilen bir tür doku ile kaplıdır. Servikal mukoza 5 mikroskopik tabakadan oluşur. Hücreler devamlı yenilenmekte ve alt tabakadan yukarı çıkmaktadır. Bu büyüme ve yenilenme göç esnasında hücrelerde normal olmayan değişikliklere “displazi” adı verilir. Displazi ilerde kansere dönüşebilecek anormal bir durumdur ve takip edilmelidir. Vajina ve serviksin her ikisi de farklı epitel hücrelerinden oluşmaktadır. Bu iki hücre grubunun birbiri ile komşuluk içinde olduğu bölgeye” transformasyon zonu” denir. Rahim ağzı kanserlerinin tamamına yakını bu bölgeden başlar. Smear testi de bu bölgeyi örneklemeyi amaçlar.


TEST NASIL ALINIR?
Son derece basit bir yöntemdir. Genellikle rutin jinekolojik muayene sırasında uygulanır. Muayene sırasında spekulum (bir alet) takıldıktan sonra rahim ağzı (serviks) görülür ve özel bir fırça yardımı ile bu bölgeden sıvı alınır. Sürüntü materyali ince bir cam üzerine yayılır (konvansiyonel metot) veya özel bir sıvı dolu kap içine konulur (thin prep). Patolojiye gönderilen örnekler mikroskop altında değişik metotlar ile incelenebilir. Thin prep (ince yayma) adı verilen yeni bir tekniktir. Bu teknik ile elde edilen rahim ağzı hücreleri kan, mukus ve diğer ölü hücrelerden ayrılarak daha net bir şekilde incelenme şansına sahip olurlar. Bu testin duyarlılığı normal (konvansiyonel) smear testine göre daha yüksektir. . Bunlara göre değerlendirilen smear testlerinin sonuçları 4-7 gün içinde rapor halinde elimizde olur.

Test değerlendirilirken patolog hasta hakkında bazı bilgilere gerek duyar. Bunlar:

* Hastanın yaşı
* Son adet tarihi
* gebe olup olmadığı
* Hormon ilacı kullanıp kullanmadığı
* Spirali olup olmadığı
* Jinekologun ne amaçla testi istediği (klinik tanı).
Bu bilgiler patoloji uzmanının tanısını kolaylaştırır ve şüphede kaldığı durumlarda kolay karar vermesine yardımcı olur.


TEST NASIL
DEĞERLENDİRİLİR?

Smear testinin sonuçları birkaç değişik şekilde sınıflandırılabilir. En sık Papanicolau sınıflaması kullanılır. Son yıllarda Bethesda sınıflaması daha detaylı olduğu için tercih edilmektedir. Class 1, 2, 3, 4, 5 veya Benign,ASCUS, LSIL, HSIL, AGUS, Adenokarsinom gibi terimler kullanılır. Sonucun negatif çıkması hücresel değişiklik olmadığını gösterir yanı normaldir. Bunlarla ilgili detaylı bilgi için lütfen doktorunuza başvurun.

Smear testi sonucu normal olup fakat yetersiz hücre olarak rapor edilebilir. O zamanlarda tekrarlama zamanı hastanın risk durumuna göre düzenlenir.

TEST ALDIRIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN
NOKTALAR

* Smear alınmasından önce 24 saat süre ile cinsel ilişkide bulunulmamalı.
* Test öncesi 72 saat herhangi bir vajinal krem ya da ilaç kullanılmamalı veya vajinal duş alınmamalıdır.
* Adet sonrası dönem zaman açısından en ideal dönemdir.
* Değerlendirme yapacak olan merkezin güvenilirliği önemlidir.

ÖZEL DURUMLAR:
MENAPOZ VE GEBELİK

Menapozdaki kadınların hormon ilacı kullansınlar veya kullanmasınlar mutlaka yılda bir defa smear testi yaptırmaları gerekir. Menopozdaki kadınlarda smear testi alınması diğer kadınlara göre farklılık gösterir. Menopozda transformasyon zonu (kanserin en sık olduğu bölge) rahim kanalına doğru ilerler. Smear alırken daha dikkat etmek gerekirse özel fırça kullanmak önemlidir.
Hamilelerde gerektiği zaman, özellikle ilk 3 ayda smear sakıncalı ve riskli değildir, fakat ideali smear testinin gebe kalmaya hazırlık döneminde alınması ve var ise risklerin ortadan kaldırıldıktan sonra gebeliğe başlanmasıdır.

Sonuç olarak her kadın yılda bir kez rahim ağzı kanseri tarama testi olan smear testini güvenilir bir merkezde yaptırmalıdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...