BAHAR ÇAĞLAR

KADINCA SAĞLIK
kadın ve sağlığa dair herşey

30 Aralık 2011 Cuma

HAMİLELER VE SİGARA

Sigaranın zararlarını günümüzde artık bilmeyen ,duymayan kalmadı.Ne yazık ki sigara içen bayanların sayısı gitgide artıyor ve çoğu da bu alışkanlıklarından hamileliklerinde de kurtulamıyorlar.Her sigara dumanı 2500 değişik kimyasal madde içerir; hangilerinin bebeğiniz için zararlı olduğu tam olarak bilinememekle beraber nikotin ve karbon monoksitin ana risk faktörü olduğu kabul edilmektedir.Sigaranın gebelerde yarattığı riskleri aşağıda sıralıyorum.Sigara içen annenin;

*düşük riski artar
*erken doğum riski artar
*düşük doğum ağırlıklı bebek (küçük bebek) görülme oranı artar
*anne karnında bebeğin ölüm riski artar.
* bebekte yarık damak gibi doğumsal problemlerin görülme oranı artar.
* plasenta previa (bebeğin eşinin önde olması ) riski artar
 * çocukta doğum sonrası ileriki dönemde astım benzeri kronik hastalık görülme riski artar.
*çocuğun öğrenme yeteneği azalır,hiperaktif olma riski artar.
* çocuğun davranış bozukluğu riski artar.


Yapılan çalışmalar;günde içilen sigara miktarı  arttıkça risklerin de arttığını göstermiştir. Onun için amaç sigarayı bırakıp riskleri sıfırlamak olmalıdır.

Hepinize  sigarasız  yıllar dilerim .

28 Aralık 2011 Çarşamba

DOĞUMA GELİRKEN ÇANTADA OLMASI GEREKENLER

Her hamile bayan gebelik  haftaları ilerledikçe , doğum için bir hastane seçmiş oluyor.Doğuma gelirken önceden hazırlanmış doğum çantası çok büyük kolaylık sağlıyor.Değişik hastanelerde farklı ihtiyaçlar da olsa temelde bir çantada olması gerekenleri aşağıda sıraladım;

* annenin nüfus cüzdanı, sağlık sigortası  belgeleri
* bebeğin en son çekilen USG ve NST si (SGK işlemleri için gerekli)
* anestezi doktoruna muayene olduysanız size verilen anestezi formu ve yaptırdığınız tahlil sonuçları
* kronik bir hastalığınız var ise hastalığınıza ait laboratuar tahlil,EKG,USG gibi raporlar
* anne için 2 takım gecelik-sabahlık
* terlik
* hijyenik ped
* diş fırçası, diş macunu,tarak
* 2 çift çorap
* şampuan-havlu
* deodorant,makyaj malzemesi,ıslak mendil,kağıt peçete
* bitki çayı (ıhlamur,papatya çayları sizi rahatlatır,doğum sonrası gaza iyi gelir )
* hastaneden ayrılırken giyebileceğiniz rahat bir eşortman takımı
* bebek için 2-3 takım hastane çıkışı (mutlaka içinde eldiven,şapka,çorap olmalı )
* 2-3 body (içlik)
* ıslak mendil ,çocuk bezi,nemlendirici krem

Sağlıklı iyi doğumlar !

23 Aralık 2011 Cuma

DOWN SENDROMU TANISINDA YENİ TEST

Down Sendromu (trizomi 21 ), genetik bir hata sonucu bebeğin 21.kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması durumudur.Böylece ortaya çıkan yapısal, zihinsel, fiziksel rahatsızlıkların hepsi Down sendromunu (halk arasında mongol çocuklar olarak bilinir) oluşturur.Daha önceki yazılarımda anlattığım gibi gebelik boyunca ikili ,üçlü ve dörtlü testlerle bu sendrom taranarak; bir risk hesaplanır.Yüksek riskli gruba amniosentez (annenin karnından su alma işlemi) önerilir. Amniosentez ile Down sendromu tanısı %100 konabilir.

Yandaki  resimde amniosentez işleminin nasıl yapıldığını anlatan bir şekil görüyorsunuz.



Amniosentez %100 sonuç veriyor ama bu işlemin belli bir düşük riski var. Yani bebek normal bile olsa işleme bağlı kaybedilebiliyor.
 

Yeni test MATERNİTY T21  sadece annenin kanından bakarak uygulanan Down sendrom testi; Amerika'da 20 bölgede kullanılmaya başlandı.Bu test  anne kanından bebeğin nükleik asitlerine (yapı taşları ) ulaşarak Down Sendromunu tespit etmeyi hedefliyor.Bu testin doğruluk payı %98 .Düşük riski de yok .Ama test daha yeni kullanılmaya başlandı.Şu an için sadece riskli gruba öneriliyor.Pahalı bir test ; Amerika'da fiyatı 1900 dolar,sigortalı olanlar için değişiyor.FDA (food and drug administration ) testi daha onaylamadı.



Kadın doğum açısından büyük bir ilerleme;gelecekte test ile ilgili daha detaylı gelişmeler oldukça sizinle paylaşacağım.



 

                                                                                                       

19 Aralık 2011 Pazartesi

MEME KANSERİ ve KOZMETİKLER

Günümüzde meme kanseri ne yazık ki artık hergün duymaya alıştığımız bir hastalık oldu. Burada meme kanserinin ayrıntılarına girmek istemiyorum . Hepimizin bildiği gibi erken tanı çoook önemli.Her adet döneminden sonra,  bayanlar  mutlaka meme muayenesini kendi yapmalıdır. 40 yaşından sonra mutlaka mamografi kontrolüne girilmelidir.Ailesinde, 1. derece yakınlarında ;anne ve kardeşlerinde meme kanseri olanlar tarama programına erken yaşlarda başlamalıdır.


 Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinemiyor.Bazı genler,kadınlık hormonları,kalıtım; meme kanserinin bilinen bazı sebeplerini oluşturuyor.Meme kanserlerinin çoğunun memenin dış üst kadranında oluşması ve gençlerde giderek yayılması bilim adamlarını  bu konunun sebebi üzerinde çalışmaya itmiştir.

 Acaba ter kokusunu önleyen; deodorantlar, vücut losyonları, koltuk altı için kullanılan kremler (tüy dökücü),güneş koruyucu kremler; ve başka kozmetiklerin meme kanseriyle ilişkisi olabilir mi??

Bu kozmetikler içlerinde birçok kimyasal barındırıyor ;paraben,aliminyum gibi .Bu maddelerin genotoksik ve östrojenik özellikleri var.Hepsi cillten emilebiliyor.Özellikle genç bayanlarda bu kullanım küçük yaşlarda başlıyor ve uzun sürelerde toplamda yüksek miktarlarda bu maddelere maruz kalınmış oluyor.

Son yıllarda bu konuda yapılan çok çalışma var ama hiçbiri bu kimyasallar ve meme kanseri arasında istatistiksel anlamda net bir ilişki bulamadı.Memede bulunan iyi huylu kistlerde aliminyum miktarları yüksek bulunan bazı çalışmalar var ama net bir yorum yapmak için daha detaylı, uzun süreli çalışmalara ihtiyaç var.

13 Aralık 2011 Salı

DOĞUM SONRASI -EMZİRME DİYETİ

Doğumdan sonra bayanların çoğu kilolarıyla ilgili problemler yaşarlar.Hem süt oluşumunu azaltmayacak,emzirirken destek olacak hem de gebelik sırasında alınan kiloları vermeye yardımcı olacak bir diyet programı oluşturmak önemlidir.Mutlaka emzirirken bol sıvı tüketilmelidir. ( günde 10-12 bardak su)

Aşağıda size örnek olabilecek bir liste görüyorsunuz;

KAHVALTI:

1 SU BARDAĞI SÜT
1 YUMURTA
1 KİBRİT KUTUSU PEYNİR
1 YEMEK KAŞIĞI PEKMEZ VEYA BAL
1-2 İNCE DİLİM TAM BUĞDAY EKMEĞİ
 DOMATES ,SALATALIK ,BİBER
1 BARDAK IHLAMUR VEYA BİTKİ ÇAYI

ARA:

1 ELMA VEYA 2 KÜÇÜK MANDALİNA

ÖĞLE

 1 KASE ÇORBA
1 PORSİYON ETLİ SEBZE YEMEĞİ
1 PORSİYON PİLAV VEYE MAKARNA
1 PORSİYON YOĞURT.,KOMPOSTO

ARA:

1 BARDAK SIKMA MEYVE SUYU
PEYNİR
1 DİLİM TAM BUĞDAY EKMEĞİ

AKŞAM:

1 KASE ÇORBA VEYA 2 DİLİM EKMEK
5 KÖFTE KADAR ET,BALIK,TAVUK
1 PORSİYON ZEYTİNYAĞLI SEBZE YEMEĞİ
SALATA
BİTKİ ÇAYI

ARA:

 1 SU BARDAĞI SÜT
 1 TANE MEYVE (ELMA.ARMUT.MANDALİNA)
 



 




























12 Aralık 2011 Pazartesi

ENDOMETRİOZİS

Endometriozis çoğunlukla üreme çağındaki kadınları etkileyen bir hastalıktır.Normalde rahimin içinde olması gereken iç doku tabakasının rahimin dışında bulunmasıdır.Her adet döneminde o tabakada kanama oluşur,rahimin içinden kan dışarı atılır ama bu hatalı yerleşen dokunun kanamasının dışarı akışı yoktur.Bu kan da birikir ve endometrioma (çukulata kisti) oluşturur.İçindeki sıvının renginin çukulataya benzemesi nedeniyle bu ad konulmuştur. Endometriozis en çok yumurtalıklarda oluşur. Kesin olarak bilinememekle beraber toplumda % 5-10 oranında bulunur. Karın boşluğunda, tüplerde,rahim ağzında,vajinada,bağırsaklarda,cerrahi yaralarda da oluşabilir.Nadir olarak göbek deliği,burun zarı gibi uzak organlarda da görülebilir. Aşağıdaki resimde endometriozisin yayılımını görebilirsiniz:
Endometriozisin kesin oluş nedeni bilinmiyor ama tıbbi bazı hipotezler mevcut.Endometriozisin yol açtığı yapışıklık ve çukulata kistleri hastada en çok ağrıya sebep olmaktadır.Adet sancısı,ilişki sırasında ağrı,sırt , bel, karın ağrısı,adet dönemi öncesi lekelenme tarzı kanama,kısırlık bu hastalığın en çok sebep olduğu rahatsızlıklardır. Tanı için Ultrasonografi iyi bir yöntem olup,kesin tanı cerrahi sırasında patoloji ile mümkündür. Oluşturduğu yapışıklık şiddetine göre endometriozis evrelere ayrılır.(Evre 1-2-3-4 ).Evrenin artması ile şikayetlerin şiddetinin artması arasında direkt bir bağ yoktur.Evreleme sadece yapışıklığın derecesini gösterir.Bunu tespit etmenin en iyi yolu laparaskopi operasyonudur. Resimde endometriozisin yaptığı yapışıklıkları görebilirsiniz;
Endometriozisin kesin bir tedavisi mevcut değil.Hastanın şikayetine veya isteğine göre (gebelik mesela ) gerekli tedavi planlanabilir.En çok kullanılan doğum kontrol hapları ve ağrı kesiciler.Kısa süreli kullanılan ve sahte menapoz yaratan iğneler de mevcuttur.Jinekoloğunuzun önerisi ile endometriozisin evresine göre tedavi seçilebilir.Şiddetli yapışıklıklarda en iyi yol cerrahi tedavidir.Kısırlık ve büyük çukulata kistleri için de cerahi tedavi seçilebilir.Çukulata kisti alındıktan sonraki 6 ay gebe kalmak için ideal dönemdir,eğer başarılı olunamazsa tüp bebek tedavisi denenebilir. Endometriozis biz doktorlar için de tanısı ,tedavisi zor ve uzun bir hastalıktır,bundan dolayı ileri bilgi için jinekoloğunuza başvurabilirsiniz.

8 Aralık 2011 Perşembe

YUMURTALIK KİSTLERİ

Birçok bayanda hayatlarının bir zamanında yumurtalık kistlerine rastlanır.Bu kistlerin çoğu iyi huyludur ve uzun bir tedavi gerektirmeden kendiğilinden kaybolur.
Her ay yumurtalıkların birinde bir yumurta hücresi (folükül) oluşur,büyür ;18-20 mm boyutuna ulaşınca çatlar.Bu yumurta hücresi içi sıvı dolu bir kesedir.

Bu olay gebelik oluşması için gereken;her bayanda normalde her ay olan bir durumdur.
Bazı durumlarda (hormonal değişiklikler,stress,yeme bozuklukları,hava değişimleri gibi)bu folükül çatlayamaz ve kist oluşturur.Bu kistler genelde adet sonrası bakıldığında kaybolmuş olarak izlenir;kendiliğinden emilirler.

Bu kistlerin bazıları hiçbir belirti vermezler,bazıları da;
* kasık ağrısı
* ilişki sonrası ağrı
* adet düzensizliği
şikayetleri yaratabilir. Nadir olarak bu kistler yırtılabilir (patlama) veya boğulabilir(torsiyon).Bu durumlar acildir ve şiddetli karın ağrısı ile belirti verir. Bu kistler büyüdükçe içlerindeki sıvının basıncı artar;bu sıvı normalde vücut tarafından emilir,hafif bir kasık ağrısı ile atlatılabilir.Ancak bazen bir damar yırtılıp iç kanamaya kadar gidebilen durumlar yaratabilir.

Kistlerin tanısı ultrason ile konur.Muayene sırasında jinekoloğunuz kistiniz için ileri tetkik isteyebilir.Bu tetkikler kistlerin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı hakkında fikir verir.

Basit yumurtalık kisti tanısı konulduktan sonra bir süre beklenebilir.Adet sonrası geçmezse doğum kontrol hapı başlanabilir. Kanser şüphesi varsa,ilaç tedavisine rağmen geçmezse,büyük bir kistse (5 cm den büyük),çok ağrı şikayeti yapıyorsa,patlamış ve iç kanama oluşmuşsa ameliyat gerekebilir. Operasyonun açık veya laparaskopi ( kapalı) olması konusunda doktorunuz sizi bilgilendirecektir.
Aşağıdaki resimde laparaskopi ameliyatını anlatan bir resim görüyorsunuz.




Endometrioma (çikolata kistleri),polikistik over de yumurtalıklarda kist yapan farklı jinekolojik durumlardır.Bu konularla ilgili detaylı yazılar gelecek.!!

2 Aralık 2011 Cuma

GEBELİKTE EGZERSİZ


Gebelik sırasında egzersiz yapmak annede fazla kilo artışını engelleyeceği gibi gebelik şekerini ve yüksek tansiyonu da dengeler.Eğer normal,problemsiz bir gebelik yaşıyorsanız hamileliğin başından itibaren egzersiz yapabilirsiniz. Egzersizler ile vücut direnciniz ve kas tonusunuz artar ; doğum yapmanız kolaylaşır,psikolojik olarak daha iyi hissedersiniz.

En rahat yapabileceğiniz hareket yürüyüştür.Düzenli olarak hergün yarım saat yürüyüş idealdir.Evde yapabileceğiniz esneme ve ısınma hareketleri de uygun olur.Doğru nefes alıp vermek ve su içmeyi unutmamak önemlidir.Egzersiz yaptığınız yer aydınlık ve iyi havalandırılmış olmalıdır. Egzersizler arası en az 1 dk dinlenin.Öncelikle sırt kaslarınızı çalıştırmak gebelikteki bel ağrıları için önemlidir. Eğer egzersiz sırasında kasık ağrısı oluşursa hareketi bırakıp dinlenmelisiniz.

Evde kendiniz bazı hareketler yapabileceğiniz gibi bir spor eğitmeni ile pilates de yapabilirsiniz.İşte de devamlı oturmadan sık aralıklarla, kısa ofis içi yürüyüşler yapabilirsiniz.Devamlı hareketsiz oturmak bacaklarda ödem (şişlik) yapacaktır ; masanızda bacağınızın altına yükseklik yapacak birşey koyabilirsiniz.(mesela çöp kutusu)

Aşağıdaki durumlardaki gebelerde egzersiz yapmak uygun olmaz;

*tekrarlayan düşüklerde
*bebeğin eşinin (plasenta) önde geldiği gebeliklerde
*gebelik sırasında kanama
*yüksek tansiyonu olan hamilelerde
*bebekte gelişme geriliği olan hamileliklerde
*erken doğum tehditi olan gebelerde

Yüzmek de güzel bir egzersizdir ama hijyenik ortamı bulmak önemlidir.
Hamileler için oluşturulmuş profesyonel egzersiz programlarına katılabilir veya sadece evde kendi başınıza bilgisayardan veya televizyondan izleyerek hareket yapabilirsiniz.Amaç fazla kilo almayı engellemek ve fit kalmak.!!

29 Kasım 2011 Salı

DIŞ GEBELİK



Dış gebelik döllenmiş yumurtanın rahim içi yerine  başka bir yerde gelişmesidir.Riskli ve normal olmayan bir durumdur.Gebeliklerin % 1 inde görülebilir. Şekilde görüldüğü gibi;  dış gebelik tüplerde,yumurtalıklarda, rahimin ağzında veya karın içinde herhangi bir yerde mesela bağırsaklarda oluşabilir Oluştuğu yerlere göre tıbbi isimleri değişir.Dış gebeliklerin en çok görülen tipi (%95) tüplerde olan gebeliktir .
Dış gebelik (ektopik gebelik de denir) aynı normal gebelik gibi bulgular verir.Adet gecikmesi,gebelik testi pozitifliği,mide bulantısı,halsizlik ve öbür şikayetler aynıdır.Doktorunuz gebelik testi sonucu ile ultrasonda dış gebelik tanısını koyacaktır.Hastada kasık ağrısı ve hafif vajinal kanama da  olabilir.Ultrasonda her zaman tüplerde net  şekilde dış gebelik görülmeyebilir.O zaman kanda gebelik testi (bhcg ) değerlerinin  artış eğilimine göre dış gebelik tanısı konabilir.Jinekoloğunuz bu konuda  sizi aydınlatacaktır.
Dış gebelik   tanısı ve tedavisi çok önemlidir.Çünkü tüplere yerleşen  gebelik  büyümeye başlar ve belilrli bir noktadan sonra tüpler gerilir ve yırtılır, iç kanama oluşur. Bu durum annenin hayatını tehlikeye atar.

Dış gebeliğin en önemli nedeni tüplerde oluşan tıkanıklık ve yapışıklıklardır. Geçirilmiş enfeksiyonlar, geçirilmiş ameliyatlar (yumurtalık kist operasyonları, appandisit ameliyatları ) ,doğumsal tüplerde oluşmuş olan yapısal bozukluklar bu sebeplerin başlıcalarıdır. Spiral ile gebe kalan bayanlarda da dış gebelik ihtimali artar


Eğer tüplerde  bir yırtılma ve ciddi bir kanama başlamışsa tek tedavisi cerrahi işlemdir. Açık veya kapalı operasyon seçeneklerini doktorunuz size anlatacaktır.Acil bir iç kanama yoksa dış gebelik  bazı ilaçlarla tedavi edilebilir. İğne olarak  tek doz veya 2 doz yapılan bir ilaçla ve yakın takip edilerek  dış gebelik tedavisi başarılabilir. Hangi hastaların bu tedaviye uygun olduğu ve tedavi detaylarını jinekoloğunuz ile tartışabilirsiniz.
Dış gebelik normal gebeliği taklit eden çok ciddi bir durumdur. Onun için adetiniz gecikip, gebelik testiniz pozitif olursa mutlaka geç kalmadan doktorunuza muayene olun
 

24 Kasım 2011 Perşembe

GEBELİKTE SİĞİLLER

Genital siğiller ile ilgili ayrıntılı yazımdan sonra gebelikte genital siğillere de değinmek istiyorum.

Geçirilmiş genital siğil (kondilom) öyküsü olan veya gebelikte aktif siğil tespit edilen hastalardan mutlaka smear testi alınmalıdır.Gebelik süresince smear testi yapılabilir;bundan korkmamak gereklidir.

HPV virüsü gebelikte anneden bebeğe geçmez.Virüsün geçiş şekli normal doğum sırasında bebeğin direk doğum kanalından geçmesi ile oluşur.HPV yenidoğan bebeğin solunum yoluna yerleşerek Juvenil Laringeal Papillomatozis denilen bir kanser türüne  sebep olabilir.Bu çok ciddi bir hastalıktır.Her 400 aktif HPV si olup normal doğum yapan gebenin birinin bebeğinde bu probleme rastlanabilir.Onun için doğum seçenekleri (vajinal doğum veya sezeryan ) riskleri anlatılarak , mutlaka aile ile konuşulmalıdır.

Eşin (erkeğin) HPV taşıyıcısı olmasının  veya aktif genital siğili olmasının fetusa bir zararı yoktur.Böyle durumlarda , cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması önerilir.

Hamilelerde genital siğil tedavisinde yakma ve dondurma işlemi uygulanabilir.Lokal anestezi rahatlıkla yapılabilir.Gebe olmayan bayanlarda kullanılan kremler fetus için toksiktir, hamilelerde kullanılamaz .

Hamilelerin mutlaka genital bölgelerini siğil açısından kontrol etmelerini  ve düzenli smear testini ihmal etmemelerini öneririm .

20 Kasım 2011 Pazar

GENİTAL SİĞİLLER

Genital bölgede çıkan siğiller HPV (human papilloma virüs) enfeksiyonuyla oluşurlar. Cinsel bölgeyi  etkileyen bu virüs temas (cinsel ilişki ) yoluyla bulaşmaktadır.Son yıllarda ülkemizde özellikle gençlerde siğil sıklığı artmaktadır.HPV, siğiller dışında rahim ağzında  kansere kadar gidebilen değişiklikler yapabilir.(bakınız; rahim ağzı kanseri aşısı yazısına)


HPV virüsü cinsel bölge derisinde kondilom adı verilen siğiller (kitleler ) oluşturur.Bu siğiller bütün genital bölgede ; ilişki türüne göre vajinada,vajina girişinde, makatta ,ağızda oluşabilirler.Siğiller ağrısız,deriden kabarık ,pembe-beyaz renkte kitlelerdir.Az sayıda olabildikleri gibi çok sayıda  ve  yaygın bir   alanda da bulunabilirler.HPV virüsünün birçok alt tipi vardır; bazıları siğil sebebi olurken bazı tipleri rahim ağzı kanseri ile ilişkilidir.Virüs bir kez vücuda girdiğinde kişinin bağışıklık sisteminin durumuna  ve virüsün tipine bağlı olarak ;

- kendiliğinden kaybolabilir,
- bir süre sessiz kalıp sonra siğil oluşturabilir,
- hiç aktif hastalık oluşturmadan sadece taşıyıcı olarak kalıp başka kişilere bulaşabilir,
- sinsi ilerleyip rahim ağzında değişiklik oluşturabilir.

Siğiller gözle rahatlıkla görülebilir veya elle hemen  hissedilebilir.En ufak şüphede mutlaka jinekoloğunuza başvurmanız gerekir.Doktorlar siğillere tipik görüntülerinden dolayı muayene sırasında tanı koyabilirler.Emin olunamayan durumlarda lezyonlardan biyopsi alınabilir.Muayene sırasında doktorunuz sizden mutlaka smear testi de isteyecektir.(bakınız smear testi yazısına)

Siğil tedavisinde amaç kondilomları yok etmek ,bulaşmasını ve hızla yayılmasını engellemektir. Böylece sağlıklı ve hijyenik bir cinsel organa sahip olunur.Tedaviler tıbbi ve cerrahi olarak ikiye ayrılır.Tıbbi tedavilerde bazı ilaçlar ve kremler kullanılır. Bunlar direk siğillerin üzerine sürülür.Tedavi süresi uzun olabilir ve siğil yanındaki sağlıklı deride bazı yan etkiler oluşabilir.Cerrahi tedavide yakma veya dondurma işlemi kullanılır.Özellikle büyük lezyonlar,sayıca fazla siğiller ve vajina içindeki siğiller için bu yöntem daha avantajlıdır.Yakma işlemi için elektrokoter ,dondurma işlemi için sıvı nitrojen kullanılır.Doktorunuz size uygun olan tedaviyi ve anesteziyi belirleyecektir.Her iki tedaviden sonra maalesef siğillerin tekrarlama olasılığı vardır. Bu virüsün tipine ve kişinin bağışıklık sistemine olarak değişir.

Siğil tedavisi ile virüsü vücuttan atmak mümkün değildir.Onun için en ideali bu virüsten kaçınmak için önlemler almaktır . Partnerinizde genital siğil varsa mutlaka tedavi olmasını sağlayın.Multipartneri olan kişilerin bu virüsle karşılaşma olasılığı fazladır ; riskli kişilerle cinsel  ilişkiye  girmek bu riski arttırır.Prezervatif tam koruyuculuk sağlamasa bile böyle durumlarda en iyi korunma yöntemidir.Siğili olan her bayan tedavi sonrasında mutlaka 6 ayda bir smear testi yaptırmalıdır.

12 Kasım 2011 Cumartesi

DOĞUM KONTROL HAPLARI



Doğum kontrol hapları aile planlamasında (istenmeyen gebelikten korunmada ) çok önemli bir yer tutar.Bu haplar  içlerinde östrojen ve progesteron hormonları olan ilaçlardır.Bu hormonlar kadınlık hormonları olarak bilinirler.Şu an piyasada olan doğum kontrol haplarının  neredeyse tamamı düşük doz hormon içeren ilaçlardır.Bu ilaçlar  yumurtlamayı önlerler, rahim ağzı salgısının kıvamını değiştirerek sperm geçişini azaltırlar,rahim içini inceltirler ; böylece gebelikten korurlar.Doğum kontrol haplarının gebelikten koruma oranı %97-99 arasıdır; yani düzenli ve doğru kullanıldığında gebe kalma şansınız binde birdir.

İlk kutuya başlarken adetin ilk günü (tercihen adetin ilk 5 günü içinde ) haplara başlanmalıdır.Kutunun içinde 21 tane hap bulunur.Hergün 1 tane hap alınacaktır.Açlık veya tokluk durumu farketmez.Günün aynı saatinde almak ideal ama gün içinde herhangi bir saatte alınabilir. İlacın üstünde yazılı  günlere göre tabletleri almaya dikkat ederseniz, günler karışmaz.Kutu bitince 7 gün ara vermek gerekir ve tam 7 gün sonra yeni kutuya başlanacaktır..Bu sürede de adet görürsünüz,adetin kaçıncı günü olduğu farketmez,tam 7 gün sonra kutuya başlanmalıdır.Bazı ilaçların içinde 28 tablet vardır, o hapları ara vermeden devamlı kullanmak gerekir ;.hapları almayı unutursanız,korkmayın! Her kutunun içinde ayrıntılı  yazılmış bir tablo var;oraya bakıp yardım alabilirsiniz.

Doğum kontrol haplarını bazı bayanların  kullanması önerilmez.Damariçi iltihapı (tromboflebit) öyküsü olanlar,tromboemboli (inme) öyküsü olanlar,şüpheli meme kanseri durumlarında,35 yaş üzeri ve sigara kullanan bayanlarda,aktif karaciğer hastalığı olanlarda,gebelik şüphesinde doğum kontrol hapları kesin  kullanılamaz.Migreni olanlar,yüksek tansiyon hastaları, majör depresyondaki hastalar, safra kesesi problemi olan hastalar  da doğum kontrol hapları yerine başka yöntemler kullanabilirler. Haplara başlamadan önce doktora başvurup rutin muayene olmak gerekir.Jinekoloğunuz sizi ayrıntılı  bilgilendirecektir.Tansiyon ,kilo takibi,karaciğer enzim testleri, meme muayenesi yaptırmak idealdir.

Hapların bazı yan etkileri de bulunur. En çok  şikayet edilen etki bulantı ve kusmadır.Hapları gece alarak,bulantı dindirici ilaçlar kullanarak veya biraz sabrederek bunlardan kurtulabilirsiniz.Bazen kutu bitince başka bir hapa geçmek de işe yarayabilir.Adet arası vajinal  lekelenme tarzında kanamalar olabilir.Bu da 2-3 ay süre zarfında geçecektir. İlacı kesmenizi gerektirmez.Başağrısı ve memelerde  hassasiyet oluşabilir.Eğer ağrı kesicilere rağmen geçmeyen şiddetli başağrısı,görme bozukluğu,geçmeyen meme ağrısı,bacaklarda şişme,kızarıklık ağrı olursa ,tansiyonunuz yükselirse mutlaka doktorunuza başvurun.Doğum kontrol hapları damariçi pıhtılaşmayı arttırabilirler;ama bu çok nadir görülen bir durumdur.Safra kesesi taşlarında artış yapabilir. Haplar yüzde maske şeklinde (özellikle yaz aylarında ) cilt lekeleri yapabilir.Vajinal kuruluk ve melankoli hali oluşturabilirler.

Anlatıldığında biraz karışık ve kullanmı zor gibi gözükse de;doğum kontrol hapları bütün dünyada iyi tolere edilen,çok  miktarda kullanılan  ,güvenli ilaçlardır. Bir sonraki yazımda bu haplarla ilgili kafalarda yer eden ve cevapları merak edilen sorulara yer vereceğim.

9 Kasım 2011 Çarşamba

GEBELİKTE SON ÜÇ AY


27. ve 40. haftalar arasında olan bu dönemde şikayetler ve sıkıntılar biraz artabilir.Halsizlik,yorgunluk,ağırlık hissi başta gelir.Rahimin hacmi büyüdükçe bu şikayetler artacaktır.Çarpıntı ve nefes darlığı da oluşabilir;genelde anemiye  (kansızlığa )bağlıdır onun için demir ilaçlarınızı düzenli alın.Hergün yediğiniz kırmızı et ve kuru üzüm miktarını arttırın.

Gebelerde görülen gerginlik ve uykusuzluk  ,yaklaşan doğum ve annelik  nedeniyle oluşan stresstendir. Gece yatmadan bitki çayı içmek,yatakta yastıklardan destek almak rahatlatır.Sırt ve bel ağrıları,mide yanmaları,bacak krampları  artabilir.(gebelikte 2. üç ay  yazısına bakınız.)

Sık idrara gitme ve az idrar kaçırma  oluşabilir.Bu bebeğin mesaneye basısına bağlıdır.İdrarda yanma yoksa bol su içip sık tuvalete gitmeye devam edebilirsiniz.El ve ayak parmaklarının ucunda uyuşmalar olabilir; bunlar gebelikte artan ödeme bağlıdır.Doğum sonrası azalarak kaybolur.

Varisler bu dönemin en sıkıntılı durumudur.Bacaklarda ve kasıkta oluşabilir.Uzun dönem ayakta kalmak  ve çok kilo almak
bu sıkıntıyı arttırır.Mümkün olduğunca bacaklarınızı yukarı kaldırın, çalışırken bacağınızın altına çöp kutusu koyabilir veya evde uzun oturuş pozisyonda dinlenebilirsiniz. Basur (hemoroid) da bir çeşit varistir.Makadda toplardamarların genişlemesi sonucunda kanın göllenmesi ile oluşur.Kabızlıktan korunmalı ,bol su içmeli, rahatlamak amaçlı sıcak suya oturma banyosu yapılmalıdır. Basurlar ciddi ağrı yaratabilir ;kendi imkanlarınız ile geçmiyorsa mutlaka doktorunuzdan yardım alın.Kremler ve fitiller kullanabilirsiniz.Doğum sonrası ve loğusalıkta da bu problem tekrarlayabilir.

Kasık ağrılarına artık alıştınız ama bu dönemde Braxton Hicks denilen yalancı doğum sancıları olabilir.Karın kasılmaları düzenli değilse,dinlenmekle geçiyorsa ve bebek hareketleri iyiyse korkmanıza gerek yok.Ama bebek hareketi azalır, kasılmalar 5dk veya 10 dk' da bir gelirse ,vajinal kanamanız olursa hemen acile başvurun.Bebek hareketlerini anlamak için ;yemek yedikten sonra 1-2 saat içinde bebeğiniz 10 kere oynuyorsa (elinizi karnınıza koyup sayın)  keyfi yerinde demektir.Bebekle ilgili en riskli dönem bu süredir. Nadir gelişen negatif olayları aklınıza getirmeyip ,pozitif düşünmelisiniz.

Doğum için hastaneye götüreceğiniz çantanızı hazırlayın.Acil bir durum olduğunda hastaneye nasıl ulaşacağınızı planlayın.

Annelik serüveniniz başlamak üzere,çok seveceksiniz.!!!!

3 Kasım 2011 Perşembe

GEBELİKTE 2. ÜÇ AY

Gebelik 40 haftalık bir yolculuktur.Bu süre 3 aylık periyotlarla tanımlanır .Bu dönemlerin anne adayı açısından genelde en rahat olanı 2. üç aylık dönemdir.Yani 14-27. hafta arası olan süredir.

 Genelde mide bulantıları cok azalmış,halsizlik hissi yerini keyfe bırakmıştır. Daha önce ikili test yaptırıp sonucu negatif çıkanlar için bu dönemde Down sendromu için başka teste gerek yoktu.Ama ikili test yaptırmayanlar  veya doktoru tarafından yönlendirilen gebeler üçlü ve dörtlü test yaptırabilirler (16-18 hafta arasında).Bu dönemin en önemli tetkiki Doppler ultrasondur. Halk arasında renkli ultrason ,3 boyutlu ultrason da denir.Bu ultrason 20-24 hafta arasında yapılır;ve detaylı bir şekilde fetusun kalp,beyin,damar oluşumları incelenir.Tecrübeli ellerde yapılırsa bebekteki anomalilerin %70 oranında saptanmasını sağlar. 24-26 hafta arasında şeker yükleme testi yapılır.Doktorunuz sizin daha önceki kan şekerinize,aile öykünüze göre 1saatlik veya 2 saatlik veya yüksek değerler tespit edilirse; 3 saatlik yükleme testi isteyebilir.

Doktorunuzun önerileri ile multivitamin ve demir takviyesi alabilirsiniz.
 Bu dönemin en çok beklenen olayı bebeğin cinsiyeti ve hareketlerinin hissedilmesidir.Cinsiyet 16. haftadan sonra öğrenilebilir.Bebek hareketlerinin hissedilmesi, ilk defa gebe olan bayanlarda 18-21 hafta arasında olurken ,tecrübeli gebelerde daha erken 16. haftadan sonra olur.Bu dönemde gebeleri en çok rahatsız eden şikayetlerin başında bacak krampları gelir. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber,magnezyum ve kalsiyum tabletleri almak sizi rahatlatır.Bunlara sırt ve bel ağrıları da eklenebilir;ağırlık merkezinin değişmesiyle oluşan bu ağrılara dinlenmek ,çok uzun süre ayakta kalmamak ve düz ortopedik ayakabılar iyi gelir. Medikal malzeme satılan dükkanlardan rahatlıkla temin edilebilen gebelik korseleri ve kuşakları da takılabilir.

Mide yanmaları bazen bu haftalarda başlayabilir.Buna reflü (mide içeriğinin yemek borusuna geri gitmesi) denir.Rahimin büyüyüp mideye baskı yapması ve gebelik hormonlarının yemek borusu-mide arasındaki kapağı gevşetmesi reflü sebepleridir.Az az ,sık sık yemek yemek,acılı, yağlı, asitli gıdalardan uzak durmak,bunlar işe yaramazsa; ilaç takviyesi almak (doktora danışarak) uygun olur.

Cilt değişiklikleri de bu dönemde görülebilir.Özellikle yüzde,karında,göğüs uçlarında,göbekte renk koyuluğu olabilir. Genellikle geri dönüşümlüdür,doğum sonrası zamanla geçer.

2. üç ayın  sonunda bebeğinizin kilosu 900 gr civarındadır ve boyu da  ortalama 30 cm' dir; büyümeye devam edecek....

30 Ekim 2011 Pazar

GEBELİKTE İLK ÜÇ AY


Gebeliğin ilk ayları hamileliğe alışma dönemidir.Bazı bayanlar  için zor geçer.İlk doktor kontrolünde bebeğin kesesi görülür.4-5 haftalık normal gebeliğe ultrasonda bir gebelik kesesi ile tanı konulur.Doktorunuz son adet tarihinize göre gebelik haftanızı hesaplayacaktır.Artık bu haftalarla gebeliğinizi takip edeceksiniz;onun için ay yerine HAFTA kavramına alışsanız iyi olur.Öncelikle daha önceden yaptırmadıysanız sizden bazı kan ve idrar testleri istenir.(gebeliğe hazırlık yazısına bakabilirsiniz) Bebeğinizin kalp atışlarını 6.-7. haftalarda ultrasonda görüp veya sesini  duyabilirsiniz.Sonraki doktor kontrolunüz 9.-10. haftalarda olacaktır ,çünkü artık bebekle ilgili testlerin zamanı gelmiştir.İkili test bebeğinizde Down Sendromu olup olmadığını belirlemeye çalışan bir tarama testidir Bu test en ideal 12 . haftada yapılır.Ultrasonda bebeğin 'ense kalınlığına' bakılır,sizden aynı gün bir kan testi alınır ve bir risk hesabı gösteren test sonucu 1 hafta içinde raporlanır.Bu sonucu doktorunuz sizinle beraber değerlendirecektir. 

Bu 3 aylık dönemde anne adaylarını bazı sıkıntılar bekler.En önemlisi mide bulantısı ve kusmadır. Hamilelerin %70 inde bulantı görülür.Ama  gebelerin çoğu basit önlemlerle bu sorunu atlatabilir.Gebelikte salgılanan hormonlar,annenin psikolojisi,tiroid hormon bozuklukları bulantı ve kusmanın sebeplerindendir. Bulantı genelde 6. haftadan sonra başlar ve 12. haftadan sonra azalırDaha önceden mide problemi olanlarda ve ikiz gebeliklerde daha şiddetli olabilir..Sık sık kuru gıdalar almak,suyu yudum yudum içmek,sabah yataktan kalkmadan galeta,kraker atıştırmak,uzun süre aç kalmamak ,yemek kokulu yerlerden uzak durmak bu sıkıntıyı rahatlatır.Ama bu tedbirlerle rahatlanamıyorsa veya kusma cok artarsa ilaçlar ve serum desteği gerekir.Karında şişkinlik,kabızlık ve gaz da bu tabloya eşlik edebilir; lifli gıdalar ve bitki çaylarından yardım alınabilir. İlk 12 haftada ideal olan 1 kilo almaktır.Çiğ etten,katkılı gıdalardan,sigaradan uzak durmak gerekir.Folik asit desteği unutulmamalıdır.(bakınız gebelikte beslenme yazısı)

Bazı genel durum bozuklukları da olabilir.Devamlı bir uyku hali ,ağlama hissi,halsizlik,sık idrara gitme ihtiyacı,kasık ağrısı,meme hassasiyeti,başağrısı gibi.Bu sıkıntıların çoğu hormonal değişikliklere bağlıdır.Rahim büyüdükçe hafif adet sancısı gibi ağrılar oluşabilir. Dinlenmekle geçmiyorsa veya vajinal bir kanama oluşursa mutlaka acil doktora görünülmelidir.Başağrısı bu aylarda normal olabilir ama şiddeti artarsa ve ilerki aylarda devam ederse  yüksek tansiyon belirtisi de olabilir,dikkat edilmelidir.Vajinal akıntınızda hafif bir artış olabilir; yanma,renk değişimi veya koku yoksa problem oluşturmaz.

Bu haftalar bebeğin bütün organlarının geliştiği dönemdir,kullanacağınız ilaçları doktorunuza danışın.Gebelik bir hastalık durumu değildir onun için normal yaşantınıza,cinsel ilişkinize devam edebilirsiniz.

12. haftanın sonunda bebeğiniz 6-7 cm boyunda ve 12-14 gr ağırlığındadır ;hızla büyümeye devam edecek...

25 Ekim 2011 Salı

ERKEN MENOPOZ

Kadınlarda 40 yaş öncesi başlayan menopoza ( adet görmeme) erken menopoz denir. Türkiye'de menopoz yaşı ortalama 48-50 yaştır.Erken menopoz %1-2 oranında gözükür.Sağlıklı bir kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında ortalama 1milyon yumurta hücresine sahiptir.Yaşla bu hücreler azalır.Bayanlarda her ay gelişen olgun yumurta döllenir veya adetle atılır.Yumurta hücrelerinin hızlı veya erken tükenmesi erken menopoza yol açar.

Sebeplerini  bağışıklık sistem bozuklukları (vücudun kendi hücrelerine reaksiyon göstermesi),ameliyatlar (yumurtalıkların çeşitli nedenlerden dolayı alınması),kanser tedavisi (radyoterapi ,kemoterapi),genetik nedenler (kromozomal hastalıklar) oluşturur.En önemlisi aile öyküsüdür.Erken menopoza girmiş bir anne veya kız kardeş ciddi bir risk faktörüdür.Sigara ve stres tek başına sebep olmasa da tetikleyici unsurlardır.

Tanısı hormon testleri ve ultrason muayenesi ile konulur. 3-6 ay adet görmeyen bir bayanın mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmesi lazımdır.Her adet düzensizliği erken menopoz değildir.Stress,kilo değişiklikleri gibi bir çok faktör adet düzenine etki eder.

Erken menopoz ile kadında çok önemli bir yeri olan östrojen hormonu büyük oranda üretilemez ;bu da kalp damar hastalıkları,kemik erimesi,ciltte yaşlanmaya yol açar.Ateş basmaları,vajinal kuruluk,cinsel ilişkide ağrı,ruhsal gerginlik eklenebilir.Yaşam kalitesi düşer.En önemlisi yumurta hücresi kalmadığı için kendiliğinden gebe kalma şansı cok zorlaşır.Tüp bebek tedavileri ile de şans düşüktür.

Tedavisi; kadınlık hormonlarını üretemeyen bayana hormon ilaçları vermektir.Düzenli kullanıldığında  hormon tedavisi ile menopozun kötü etkilerine karşı korunma sağlanır.Yumurtalıkların yeniden çalışması (geri dönüş) genç hastalarda kendiliğinden olabilir.Ama bu hastaların çoğu her yıl düzenli jinekolojik ve meme kontrollerini yaptırıp,50 yaşına kadar hormon ilaçları kullanabilirler.Gebelik için en iyi çözüm yumurta donasyonudur.

Sonuç olarak her bayan annesinin menopoza girdiği yaşı öğrenip,uzun süreli adet düzeni sarkmalarında mutlaka doktora görünmelidir.

18 Ekim 2011 Salı

MYOMLAR

Myomlar rahimden kaynaklanan iyi huylu kitlelerdir.Bunlara fibroid veya leiomyoma da denir.Myomlar genel populasyonun %20 ' sinde, en çok 35-45 yaş arası kadınlarda bulunurlar.

Myomların kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir.Artmış östrojen hormonuna (kadınlık hormonu) bağlı olduğu düşünülmektedir. Gebelikte östrojen arttıkça myom boyutları artarken, menapozda myomlar küçülür. .Ailesel kalıtımın da myom oluşumunda katkısı vardır; ailedeki kadınlarda 1. derece akrabalarda anneanne,anne,teyze,kız kardeşte gözükebilir.

Myomlar çoğunlukla rahime sınırlı kitlelerdir. Boyutları ve sayıları değişkendir.Bulundukları yerlere göre belirtiler verirler.Subseröz myomlar rahmin dış tabakasından köken alıp, karın içine doğru büyürler.Bazıları ciddi boyutlara ulaşabilir.İntramural myomlar rahmin orta tabakasından oluşurlar.En sık görülen myom türüdürler.Submuköz myomlar ise rahimin iç tabakasında bulunurlar ve yoğun kanamalara yol açabilirler.Myomlar bazen büyürken tabandan incelerek sap oluşturabilirler.(resme bakınız)

Myomlar değişik şikayetler yaratabilirler.Fazla miktarda adet kanaması,adet arası lekelenme, karın ve kasık ağrısı,karında şişlik, fazla adet kanamasına bağlı kansızlık en dikkat çeken şikayetlerdir. Rahimde bulundukları yere bağlı olarak kısırlık ve tekrarlayan düşüklere sebep olabilirler. Myomların bası yapmasından kaynaklanan sık idrar veya kabızlık da görülebilir.Kansere dönüşme olasılıkları tüm myomlar için %0,5 dir. Tanı genelde muayene sırasında ultrasonografi ile konulur.Myomlar küçükse ve şikayet yaratmıyorsa 6 aylık sürelerle takip edilebilirler.Takip sırasında  myom boyutlarında hızlı artış veya hastada yeni şikayetler oluşursa tedavi planlanır.

Myomların tedavisinde günümüzde en çok uygulanan; cerrahi tedavidir.Myomektomi ;myomun rahim duvarından sıyrılarak çıkartılması işlemidir.Laparaskopi  tekniği (kapalı)  veya açık cerrahi ile yapılabilir.Histerektomi ise rahimin  hepsinin  cerahi olarak alınmasıdır. Büyük oranda myomektomi operasyonu yapılırken, doktorunuz yaşınıza,çocuk isteğinize, myomun yeri ve büyüklüğüne göre cerrahinin şeklini belirleyecektir.Myomlar cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra tekrar oluşabilirler.

Myom tedavileri arasında hormon baskılayıcı ilaçlar da bulunur. Bu ilaçlar kısa süreli kullanım içindir.Çok büyük myomlarda ameliyat öncesi bu ilaçlar kullanılıp,operasyonun daha kolay olması  sağlanabilir.Dünyada myom tedavileri için kullanılan krioterapi (myom çekirdeğinin  dondurulması), laser kullanılması ve MR eşliğinde ultrason dalgaları ile myom boyutunun küçültülmesi  gibi değişik teknikler de  kullanılmaktadır.

16 Ekim 2011 Pazar

GEBELİĞE HAZIRLIK

Planlı bir hamilelik öncesi yapılması önerilen bazı hazırlıklar vardır.Öncelikle her yıl bayanların yaptırması gereken jinekolojik muayeneden geçmeniz gerekir. Smear testi alınır.(detaylı bilgi için daha önceki yazılarımı okuyabilirsiniz.)

 Doktorunuz tarafından detaylı bir medikal sorgulama yapılacaktır.Daha önce geçirdiğiniz hastalıklar,varsa önceki gebelikteki problemleriniz,akraba evliliği olup olmadığı,ailenizdeki sağlık problemleri gibi.Tansiyonunuz ve kilonuz ölçülür.Eğer kilo probleminiz varsa bu dönemde bir diyet ve egzersiz programına girmek ideal olur.

Gebelik öncesi tahliller yapılır. Bunlar arasında;kan sayımı,kan grubu testi,idrar tahlili,guatr testleri,Hepatit B (sarılık) testi,Toxoplasma testi ,Rubella (kızamıkçık) testleri bulunur.Toxoplasma daha çok kedi pisliği ile bulaşan bir enfeksiyondur.Gebelikte geçirildiğinde bebekte ciddi problemlere sebep olabilir.Onun için testleri yaptırıp,kedi kumundan ve çiğ et içeren gıdalardan uzak durmak gerekir.Rubella (kızamıkçık) döküntülü bir çocukluk hastalığıdır.Genellikle küçüklükte geçirilir.Eğer gebelikte aktif hastalık oluşursa bebekte sorunlar yaratabilir, onun için eğer yaptırdığınız testlerde kızamıkçık geçirmediğiniz belli olmuşsa gebelik öncesi aşı yaptırmak gerekir. Aşı sonrası 2 ay gebe kalmamaya dikkat edilmelidir.Geçmeyen bir vajinal akıntınız varsa vajinal kültür almak ve gerekirse antibiyotik kullanmanız söz konusu olabilir.

Hamile kalmadan önce bir diş hekimini ziyaret edip,muayenelerinizi olup,gerekli görülürse tedavilerinizi olmanız uygun olur.

 Gebelik öncesi ve gebeliğin ilk aylarında hergün 400 mcg folik asit almak gerekir. Folik asit fetusun olası merkezi sinir sistemi anomalilerinin oranını azaltır. Onun için yeşil yapraklı sebzelerde,kahvaltılık gevreklerde bol oranda bulunan folik asiti ihmal etmeyin!!. Kahve ve aşırı çay tüketimini azaltmak gerekiyor.Bu sizi cok zorlarsa kafeinsiz,az miktarda kahve içilebilir..Sigarayı bırakmak için ideal bir dönem.Hem gebelik hem emzirme döneminde sigara yok!.Hem siz hem eşiniz mümkün olduğunca stresten uzak durmaya çalışın.Bu yumurtalıklar ve spermler üzerinde pozitif etki yaratacaktır.Adet tarihlerinizi not edin;bu gebelik haftalarını hesaplamada cok önemlidir.

Bundan sonrası, adetin ilk gününden itibaren 10 gün sayıp ,adetin 20. gününe  kadar ilişki sıklığını arttırmak olacaktır.Bu dönem yumurtalıklarınızın en aktif olduğu dönemdir. Böylece hamile kalma şansınız yükselecektir.6 ay-1 yıl süre içinde hamilelik oluşmazsa doktora tekrar başvurun!

14 Ekim 2011 Cuma

RAHİM AĞZI KANSERİ AŞISI

Rahim ağzı kanser aşısı olarak bilinen aşı aslında HPV 'e( Human Papilloma Virüs ) karşı geliştirilen bir aşıdır.Rahim ağzı kanserlerinin çoğundan (%80) bu virüs sorumludur.HPV hem kadınları hem erkekleri etkileyen bir virüstür.HPV bulaşması herhangi bir cinsel temasla olabilir.Birçok kişi HPV virüsüne sahip olduğunu ve başkalarına bulaştırdığını bilmez,çünkü kişinin hiçbir sıkıntı veya şikayeti olmayabilir. Yani bilmeden başkalarından HPV virüsü alıp bulastırabilirsiniz.Bazen virüs kendiliğinden vücuttan temizlenir;bazen de genital siğillere,öncü kanser lezyonlarına,rahim ağzı kanserine,vajina,vulva kanserine yol açabilirler. Vajinadan alınan bir salgı testi ile HPV virüsünün olup olmadığı,varsa hangi tipinin olduğu öğrenilebilir.

HPV nin yüzlerce tipi vardır.Piyasada bulunan 2 tip aşı da HPV nin bazı tiplerine karşı aşılama yoluyla bağışıklık sağlar ve bu virüsün yol açtığı problemlere karşı korunmaya yardımcı olur.Ama aşıların %100 koruyuculukları yoktur.Gardasil adındaki aşı HPV nin en sık genital siğil yapan 6 ve 11 nolu tipine ve en sık rahim ağzı kanseri ile ilişkilendirilen 16,18 tiplerine karşı koruyuculuk sağlar.Cervarix adlı aşı ise HPV nin 16,18 nolu tiplerine karşı geliştirilmiştir. Aşılar 6 ay içinde 3 kez olmak üzere koldan yapılır.. Kimlere yapalım konusu ülkeden ülkeye değişiyor. Amaç cinsel hayata başlamadan önce özellikle genç kızları aşılamak.Amerika'nın bazı eyaletlerinde 9-26 yaş arası önerilen aşı, rutin aşılama programına alındı. Türkiye için cinsel hayata başlamadan önce,daha önceden HPV virüsü ile temas etmemiş olan genç kızlara, yaş sınırı getirmeden yapılabilir. Genital siğili olanlar veya daha önce HPV virüsü olanlar da isterlerse aşı olabilirler, çünkü genelde HPV nin bir türü ile enfekte olunmuş oluyor;aşı ile diğer tiplere karşı da korunma sağlanabilir. Gebelerin aşı olması önerilmiyor .

Aşının bilinen çok ciddi bir yan etkisi rapor edilmemiştir.En çok bildirilen ;aşı olunan yerde oluşan kızarıklık ve şişliktir. Bazı hastalarda aşıyla beraber bulantı,halsizlik,bayılma görülmüştür.Detaylı bilgi için http://www.gardasil.com/#important-information

Aşının şu an için emin olunan koruyuculuğu 5 yıldır.İlerleyen yıllarda olacak çalışmaların sonuçlarına göre bu süre değişebilir.Aşı yaptırmış olmak smear testini bırakmak anlamına gelmez. Mutlaka düzenli olarak jinekolojik muayene ve smear testi yaptırmak gereklidir.

12 Ekim 2011 Çarşamba

GEBELİKTE BESLENME

Hamilelik süreci bir kadının hayatındaki  önemli zaman dilimlerindendir.Bu süreyi kolay ve güzel geçirmek her kadının isteği.
Bunun için kesinlikle beslenmeye dikkat edilmelidir.Gebeler sağlıklı ve dengeli beslenmelidirler.Plasenta (bebeğin eşi) aracılığıyla anneden gelen besinler micro moleküller halinde fetusun kan dolaşımına iletilir.Plasenta her durumda fetusa besin sağlar.Gebeler kaliteli beslenme ile hem kendi hem bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilirler.

Gebelikte normal aktiviteye sahip bir bayanın günde fazladan 300 kcal alması gerekir.Bu da ortalama günlük 2200 kcal 'e denk gelir.İdeal kilo alımı ilk 3 ayda 1 kg  ve sonraki aylarda  ayda  1-1,5 kg olmalıdır. İnanın bu oranı tutturmak çok zor değil!!!
Öncelikle protein ve kalsiyum içeriği yüksek süt ,yoğurt,peynir bol tüketilmelidir.Yumurta ve et hergün yenebilir.Günde 1 porsiyon köfte kadar et (kırmızı et,tavuk.balık) mutlaka olmalıdır .Etin özellikle iyi pişmiş olmasına dikkat etmek gerekir.Kuru baklagiller (nohut,kuru fasulye,mercimek) tüketimini arttırmaya çalışmak lazım.Sebzeler özellikle yeşil yapraklı olanlar,
folik asit  açısından zenginlerdir (bebeğin sinir sistem gelişimi için önemli). Yaklaşan kış mevsiminde semizotu (omega3 açısından zengin) ve ıspanak sık sık  yenebilir..Bol miktarda  salatalar  öğünleri tamamlar.Mayonezli soslar,salam,sucuk gibi içinde katkı malzemeleri olan besinlerden mümkün olduğunca uzak durmak gerekir.

Ekmek sanıldığının aksine önemli bir enerji kaynağıdır; rahatlıkla yenebilir.Özellikle çavdar,buğday ekmekleri içerdikleri B vitamini ve lif için her öğün 1-2 dilim tüketilebilir.

Meyveler genellikle miktar olarak en çok abartılan besinlerdir.Oysa günde 3 porsiyon meyve vitamin  ve lif açısından yeterlidir.
Yüksek kalorili üzüm,incir gibi meyvelerin miktarlarına dikkat etmek gerekir. Önümüzdeki günlerde C vitamini açısından zengin ve kalorisi yüksek olmayan en iyi meyveler kivi ve mandalinadır.Meyve ara öğün olarak yanında az miktarda ceviz,fındık veya badem ile ideal besindir. Meyveli çaylar veya bitki çayları (ıhlamur,rezene.papatya)  da sindirime destek olur.

Sıvı alımı özellikle su büyük bir  ihtiyaçtır.Günde 8-10 bardak su mutlaka içilmeli.Hamileler ayrıca kalsiyum desteği açısından ayran ve düşük tansiyona karşı günde bir  şişe soda da içebilirler.

Tatlı nerede diye sorduğunuzu duyar gibiyim! Aslında pasta.,unlu hamurlu, yağlı,şerbetli gıdalar listemizde yok ama tabi ki gebelik de tatlısız olmaz genelde!! Sütlü tatlıları tercih etmenizi öneririm.

Sonuç olarak; hamilelikte 'iki canlıyız diye' iki kat yememek,içeriğine ve miktarlarına dikkat ederek besinleri tüketmek önemlidir.

11 Ekim 2011 Salı

ANNE SÜTÜ- EMZİRME (1-7 Ekim emzirme haftası)

Pediatrik Amerikan Akademi doğumdan sonra ilk 4-6 ay sadece anne sütü ,ek besinlerle beraber 1-2 yaşa kadar anne sütü öneriyor.Artık herkes tarafından biliniyor ki;  emzirme ve anne sütü mutlaka teşvik edilmeli.Özellikle doğumdan sonraki ilk 1-2 saat içinde emzirmek çok önemli.Yenidoğan bebekler her 2-3 saatte bir emzirilmeli.Emzirme zamanını kısıtlamak anlamsız.Sık emzirmek hem süt oluşumunu arttırıyor,memede fazla süt birikmesini engelliyor hem de yenidoğan sarılığını azaltıyor.
Emzirme başlangıçta biraz rahatsızlık hissi verebilir. Meme ucu çatlak kremleri,karbonatlı su ile temizleme ve meme ucunun anne sütü ile masaj yapılması rahatlık sağlar.Ama en önemlisi doğru pozisyondur.Bebek meme ucunun etrafındaki mor alanı (areola) bütünüyle ağzına almalıdır.Zamanla hem anne tecrübe kazandıkça hem de bebek büyüdükçe emzirme seansları daha  keyifli geçecektir.
Anne sütü bebek için mükemmel bir besindir.Yeterli ve dengeli miktarlarda protein,mineral,yağ,su içerir.Ayrıca enfeksiyonlara karşı koruma sağlar.Anne sütündeki Ig A annenin geçirdiği enfeksiyonlara karşı gelişen bağışıklığı pasif olarak bebeğe iletir.Anne sütü ile beslenmek bebeğin bağırsaklarının düzenli çalışmasını sağlar. Yapılan araştırmalara  göre anne sütü ile beslenen bebeklerin alerjik egzema olma olasılığı da azalıyor.
Emzirmek anne ve bebek arasında güçlü bir duygusal bağ oluşturuyor.Emzirmek annenin doğum sonrası rahminin toplanmasını kolaylaştirıyor. Kilo vermeyi hızlandırıyor.Her ne kadar yumurtalıkların aktif hale gelmesi emzirirken gecikse de  doğum kontrolüne dikkat etmek gerekir. Bu konuda doktorunuzdan yardım alabilirsiniz.
Bir kaç not da kendi deneyimlerinden aktarmak istiyorum.Anne sütünü arttırdığı iddia edilen bir cok besin var.Ben en çok boza ve tahin helvasından fayda gördüm.Son yıllarda sunulan  piyasadaki bitki çayları da yararlı.Hergün sıcak  banyo yapmak ,stress ve üzüntüden uzak durmak da sütünüzü artırır.

9 Ekim 2011 Pazar

KADINLARDA ÇOOK ÖNEMLİ BİR TARAMA; SMEAR TESTİ

PAP SMEAR TESTİ NEDİR?
Smear testi rahim ağzının hücresel değişikliklerini gösteren bir tarama testidir. Smear testi rahim ağzının kötü huylu veya kötü huylu hastalığa dönüşme potansiyeli olan değişikliklerini saptar. Gayet basit bir test olup bir erken tanı ve tedavi yöntemidir. Bu test bazen hafif bir enfeksiyon belirtisinin yakalanabilmesine de olanak sağlar.

1940’lı yıllarda ilk defa doktor George Papanicolau tarafından tanımlandığı için teste PAP Smear denilmiştir. Testin duyarlılığı yüzde 100 değildir. Tarama testi iyi alındığında yüzde 70-80 oranında doğruluğa sahiptir.

Genelikle rahim ağzı normal hücrelerinin kanser hücrelerine geçişi ani değildir. Belirti vermeyen ve pre-malign denilen (kanser öncesi) hastalıklar yılda bir PAP smear testi yaptıranlarda bu dönemde farkedilir. Kanser öncesi hastalıkların tedavisi kolay ve başarılıdır. Hasta kanser teşhisi almadan fark edilmiş ve büyük tedavi işlemleri gerektirmeden tedavi edilmiş olur.,böylece gelecek olan bir kanserden kurtulmuş olur yani PAP SMEAR TESTİ HAYAT KURTARIR..

KİMLERE YAPILMALI?
Rahim ağzı (serviks) kanseri bayanlardaki kanserlerin baş sıralarında yer aldığı için smear testi rahim ağzı olan herkese yapılmalıdır. Taramaya ilk cinsel ilişkiden 1 yıl sonra başlanır.Tarama sıklığı genelde yıllık olarak belirlenmiştir ama test sonuçlarına göre aralıklar değişebilir. Şüpheli sonuç alınan durumlarda,eğer ileri tetkik yapma gerekliliği yoksa daha sık aralıklarla yapılabilir. PAP smear testinin normal rapor edilmesi hastanın jinekolojik olarak normal olduğunu kanıtlamaz. Rahimin üst kısmı ve yumurtalık kanserlerini taramaz. Ayrıca jinekolojik muayenenin yapılması, rahimin üst kısmı ve yumurtalıklara ait değerlendirme için de ultrasonografik incelemeden geçmesi, yıllık kontrol açısından önem taşır.

SMEAR TESTİ KANSER
TARAMASINI NASIL YAPAR?


Vajina ile birlikte rahim ağzı mukoza adı verilen bir tür doku ile kaplıdır. Servikal mukoza 5 mikroskopik tabakadan oluşur. Hücreler devamlı yenilenmekte ve alt tabakadan yukarı çıkmaktadır. Bu büyüme ve yenilenme göç esnasında hücrelerde normal olmayan değişikliklere “displazi” adı verilir. Displazi ilerde kansere dönüşebilecek anormal bir durumdur ve takip edilmelidir. Vajina ve serviksin her ikisi de farklı epitel hücrelerinden oluşmaktadır. Bu iki hücre grubunun birbiri ile komşuluk içinde olduğu bölgeye” transformasyon zonu” denir. Rahim ağzı kanserlerinin tamamına yakını bu bölgeden başlar. Smear testi de bu bölgeyi örneklemeyi amaçlar.


TEST NASIL ALINIR?
Son derece basit bir yöntemdir. Genellikle rutin jinekolojik muayene sırasında uygulanır. Muayene sırasında spekulum (bir alet) takıldıktan sonra rahim ağzı (serviks) görülür ve özel bir fırça yardımı ile bu bölgeden sıvı alınır. Sürüntü materyali ince bir cam üzerine yayılır (konvansiyonel metot) veya özel bir sıvı dolu kap içine konulur (thin prep). Patolojiye gönderilen örnekler mikroskop altında değişik metotlar ile incelenebilir. Thin prep (ince yayma) adı verilen yeni bir tekniktir. Bu teknik ile elde edilen rahim ağzı hücreleri kan, mukus ve diğer ölü hücrelerden ayrılarak daha net bir şekilde incelenme şansına sahip olurlar. Bu testin duyarlılığı normal (konvansiyonel) smear testine göre daha yüksektir. . Bunlara göre değerlendirilen smear testlerinin sonuçları 4-7 gün içinde rapor halinde elimizde olur.

Test değerlendirilirken patolog hasta hakkında bazı bilgilere gerek duyar. Bunlar:

* Hastanın yaşı
* Son adet tarihi
* gebe olup olmadığı
* Hormon ilacı kullanıp kullanmadığı
* Spirali olup olmadığı
* Jinekologun ne amaçla testi istediği (klinik tanı).
Bu bilgiler patoloji uzmanının tanısını kolaylaştırır ve şüphede kaldığı durumlarda kolay karar vermesine yardımcı olur.


TEST NASIL
DEĞERLENDİRİLİR?

Smear testinin sonuçları birkaç değişik şekilde sınıflandırılabilir. En sık Papanicolau sınıflaması kullanılır. Son yıllarda Bethesda sınıflaması daha detaylı olduğu için tercih edilmektedir. Class 1, 2, 3, 4, 5 veya Benign,ASCUS, LSIL, HSIL, AGUS, Adenokarsinom gibi terimler kullanılır. Sonucun negatif çıkması hücresel değişiklik olmadığını gösterir yanı normaldir. Bunlarla ilgili detaylı bilgi için lütfen doktorunuza başvurun.

Smear testi sonucu normal olup fakat yetersiz hücre olarak rapor edilebilir. O zamanlarda tekrarlama zamanı hastanın risk durumuna göre düzenlenir.

TEST ALDIRIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN
NOKTALAR

* Smear alınmasından önce 24 saat süre ile cinsel ilişkide bulunulmamalı.
* Test öncesi 72 saat herhangi bir vajinal krem ya da ilaç kullanılmamalı veya vajinal duş alınmamalıdır.
* Adet sonrası dönem zaman açısından en ideal dönemdir.
* Değerlendirme yapacak olan merkezin güvenilirliği önemlidir.

ÖZEL DURUMLAR:
MENAPOZ VE GEBELİK

Menapozdaki kadınların hormon ilacı kullansınlar veya kullanmasınlar mutlaka yılda bir defa smear testi yaptırmaları gerekir. Menopozdaki kadınlarda smear testi alınması diğer kadınlara göre farklılık gösterir. Menopozda transformasyon zonu (kanserin en sık olduğu bölge) rahim kanalına doğru ilerler. Smear alırken daha dikkat etmek gerekirse özel fırça kullanmak önemlidir.
Hamilelerde gerektiği zaman, özellikle ilk 3 ayda smear sakıncalı ve riskli değildir, fakat ideali smear testinin gebe kalmaya hazırlık döneminde alınması ve var ise risklerin ortadan kaldırıldıktan sonra gebeliğe başlanmasıdır.

Sonuç olarak her kadın yılda bir kez rahim ağzı kanseri tarama testi olan smear testini güvenilir bir merkezde yaptırmalıdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...